Amerika’daki Hizmetlere Kısa Bir Bakış

Selamun Aleykum Aziz ve Muhterem abilerimiz. Kandiliniz mübarek olsun. Cenabı hak bu kandili ve mübarek günleri bütün alemi islam hakkında hayırlara vesile kılsın inşallah. Amerika’ya geleli yaklaşık üç hafta oldu. Hem sizi bilgilendirmek hem duanızı almak için kısaca müşahedatımı anlatmak istiyorum.

Uçakla Newyork Kenedy havaalanına indikten sonra kardeşlerle beraber Philedelphia(filedelfiya) ya gittik. Philedelphia Amerika’nın ilk başkenti ve büyük bir şehir. Elhamdülillah orada mülk dershanemiz, vakıfımız ve yerleşmiş bir hizmetimiz var. Akşam derslerine ve gündüz faaliyetlerine katildik. Derslere Amerika’nın yerlisi olan Müslümanlar hatta Hıristiyanlardan bile gelenler var. Aynı bizim gibi dönerli okuyorlar ve mütalaa yapıyorlar.

Kardeşler değişik İslami grupların toplantılarına katılıyor, onlara Risale-i Nur’u tanıtmaya çalışıyor. Burada Türkiye’deki gibi insanlarla konuşmak tanışmak ve onlara bir şey anlatmak kolay değil. Ancak bir konferans, seminer, ya da benzeri ortamlarda anlatılabiliyor. Onun için her gün birçok şehirde böyle toplantıları bulmak mümkün.

Geçen Hardford’da sonradan Müslüman olmuş Chaplen (din adamı ) olarak çalışan bir kişinin Hıristiyan ve Convertleri (sonradan Müslüman olanlara burada böyle deniyor) bilgilendirmek için tertip ettiği bir seminere katildik. İnsanlar o kadar ciddi dinliyorlar, notlar alıyorlar. konuşulanların çoğu risalelerde izah edilen meselelerdi. Seminerden sonra konuşmacıya risalelerden konuştuğuyla ilgili bahisleri e-maille ona ilettik.

Burada İngilizceye hakim birisi bu tarz faaliyetlere girse her yerde böyle hizmet imkanları var. Convertler tamamen ayrı bir hizmet sahası. Bir kişi Müslüman olduktan sonra onu ağır imtihanlar bekliyor. Gerek aile gerek toplum gerek kafasındaki şüpheleri izale etmemekten gelen sıkıntılar. Onun için onlarla çok ciddi alakadar olmak gerekiyor. Bu manada bir islam bilgi merkezi açacağız inşallah. Dua edin.

Philephia’dan dönerken New Jerse’ye uğradık. Orada da dersanemiz ve cemaatimiz var. Fakat talebe ve vakıf yok. Güzel faaliyetleri var maşallah. Orada Türk mahallesine gittik aynı Türkiye’de gibi hissediyorsunuz kendinizi.

Dönüşte Newyork’tan geçtik . Newyork’ta dershanemiz var, kalanlar da var. Ama dershane çok küçük olduğu için kalmadık. İki küçük oda, mutfak odanın birinin köşesi, zorlukla girebildiğiniz bir banyo. 1750 dolar kira ödeniyor. Kardeşler baya zor şartlarda kalıyorlar. Fakat Amerika meşveretinde konuşuldu. İnşallah Newyork hizmetleri canlandırılacak. Vakıf verilecek. Çünkü Newyork buranın İstanbul’u gibi.

Newyork ve Chicago en fazla Müslüman yaşayan ve en büyük şehirler. Biraz kenarda normal büyüklükte bir dershane 3000 dolar civarında. Ama inşallah tutmaya çalışacağız dua edin. Bu maddi zorluklar sebebiyle ve ilk gelen vakıfların okulu sebebiyle hizmete Hardford’dan başlamışlar. Yani bu Türkiye’ye İstanbul’dan değil de Bilecik’ten başlamak gibi olmuş. O zaman bir cihette mecburiyet varmış ama şimdi yok.

Hardford’a iki saat mesafede Boston şehri var. Orada da dershane var, kalan talebeler var. Ama oraya da yeterince alakadarlık gösterememişiz. Yeterli hizmet elemanı olmadığı için. Sadece Boston’da beş yüz üniversite var. Dünyanın her yerinden insan bulmak mümkün. İnşallah burada on yıldır kalan vakıf Baykar kardeşi oraya göndermek istiyoruz. Belki de İslam bilgi merkezini orada açacağız. Dua edin.

Hardford’da iki tane mülk dershane var. Cemaatimiz meşveretimiz var. Allah razı olsun kardeşlerin koşturmaktan boş vakitleri yok. Her yerde olduğu gibi burada da ehli hizmete ihtiyaç var. Burada halaka(halka demek) denilen İslami konuşmalar toplantılar oluyor. O kadar çok ki yetişmek mümkün olmuyor. Burada yakınlarda islam fuarı olmuş, orada kardeşler risalelerden satmışlar çok insanlarla tanışmışlar. Bu bölgedeki neredeyse bütün İslami faaliyet yapanlarla tanışıyorlar.

Yarın kandilden sonra Chicago’ya doğru yola çıkacağız. Orada İslami fuar varmış ona katılacağız. Kardeşler bir stant kiralamışlar, orada risale satacağız. İnşallah birçok insana risaleleri anlatma fırsatımız olur dua edin. Ondan sonra Fortway şehrine güneye Washington’a Baltimore ve daha birçok dershane olan, kardeşlerin olduğu beldelere uğrayıp ziyaret edeceğiz. Dua edin hizmetlere vesile olsun.

Hem Cenabı Hak buralarda nurları sümbüllendirsin diye dua edin. Bir de İspanya ve Gana, Arnavutluk’a da Karabük bölgesi bakıyor. Oralara da hizmet bir önce götürebilmek için dua edin inşallah.

Acele yazdığım için hissiyatımı ve gördüklerimi düzenli ifade edemedim, gelince daha tafsilatlı görüşürüz inşallah.

Kardeşiniz Ali

Amerika

www.NurNet.org

Ders veren çakmak..

Trende yanyana oturduğumuz adam, karşımızdaki deliklanlıya nutuk çekiyor ve:

– Sigara efkar dağıtır, diyordu. Yak bi tane.

Çocuk adamın kendisine uzattığı sigarayı kibarca reddederek:

– Sağ olun, diye cevap verdi. Kullanmıyorum.
– Amma yaptın ha, dedi adam. Yoksa annen mi kızar?

Bu laflar çevremizdeki yolcuların gülüşmelerine yol açmış, benimse fena halde canımı sıkmıştı. Uyumak niyetiyle kapattığım gözlerimi aralayarak delikanlıya baktım. 20-22 yaşlarında olmalıydı. Son derece temiz bir ifadeye sahip olan yüzü, adamın söylediklerinden dolayı hafifiçe kızarmıştı.

Adam:

– Her halde sen aslan sütü de kullanmazsın, diye devam etti. Kullanmazsın değil mi?

Delikanlı, onun içkiden bahsettiğini anlamıştı. Bu sefer susmayıp:

– Bira dahil bütün içkiler haramdır, dedi. Elbette kullanmıyorum.

Konuşmaları benim olduğu kadar ayakta seyehat eden yolcuların da dikkatini çekmiş olmalıydı. Herkes kulak kesilmiş, onları dinliyordu.

Adam, alaycı bir ifadeyle:
– Amma tutucu bir insansın be kardeşim, dedi. O haram, bu haram…

Çocuk yine susmayı tercih etti. Ancak sıkıldığı her halinden belli oluyordu. Adam ise, aklı sıra onu köşeye sıkıştırmış ve perişan etmişti. Sigarasının dumanını, çocuğa doğru bir kahraman edasıyla iflkerken:
– Cehennem korkusundan dünyanın bütün zevklerinden mahrum kalıyorsunuz, dedi. İş mi sizin yaptığınız?

Dayandığım yerden doğrularak adama baktım.

Bu sefer bana dönerek,
– Ne dersin dostum, dedi. Haklı değil miyim? Hapimiz az çok yanmayacakmıyız? Üstelik hep beraber olduktan sonra, ne var korkacak?

Sinirlerim iyice tepeme çıkmıştı. Yine de sakin bir ifadeyle:
– Gerçekten cesur bir insanmışsınız, dedim. Sahi, yanmaktan korkmuyormusunuz?
– Pek korktuğumu söyleyemem, diye cevap verdi. Elle gelen, düğün bayram değil mi?

Böyle diyerek koltuğuna biraz daha gömüldü ve cam kenarındaki sigarasına doğru uzandı. Paketin yanında duran çakmağı ondan önce ateşledim ve:
– Buyrun, dedim. Yakın.

Paketten büyük bir pozla çıkarttığı sigarasını çakmaktan adeta fışkıran aleve doğru uzatırken,
– Hayır, dedim, sigaranızı değil , parmağınızı uzatın.
– Anlayamadım, dedi. Neden parmağımı uzatacak mışım?
Cehennemde yanmaktan korkmadığınızı, bundan daha iyi nasıl gösterebilirsiniz? Dedim. Doğrusu hepimiz merak ettik.

Adam ne diyeceğini şaşırmıştı ve bir saat işleyen çenesi, adeta tutulmuştu. Yerinde bir müddet kıvrandıktan sonra,
– İneceğim istasyona geldim, diyerek ayağa kalktı ve kalabalığı yararak gözden kayboldu.

Çakmağın bende kaldığını, adam gittikten sonra farkettim. Bunu, karşımdaki delikanlı da görmüş ve gülmeye başlamıştı.

Çakmağı ona doğru uzatırken,
– Sigara içmiyorsun ama çakmak sende kalsın, dedim. Artık onu nerde kullanacağını çok iyi biliyorsun.

Cüneyd Suavi

www.NurNet.Org

2 Hoca 1 Hacı Hikayesi (Isparta Seyahatinden Notlar)

Isparta seyahatimizde evvela Hz. Üstad’ ın ilk defnedildiği kabri, 1950 de Eskişehir de bulunan Hz. Üstad’ ı, Isparta’ ya davet eden ve şehir merkezindeki evini kiralayan Mehmed Ali Babacan, İktisad Risalesinin yazılmasına vesile olanlardan Rüştü Çakın, Eskişehir mahkemesinde yalan söylememek ve Üstadına zarar gelmemesi için “Ya Rab canımı al” diyerek şehid olan Binbaşı Ahmed Asım Önerdem Ağabeyler ve sarih ihbarıyla “İmanı kurtaracak bir zat“ın Isparta ya ayak basacağını müjdeleyen Beşkazalı Osman-ı Halidi Hazretleri‘ ni ziyaret ettik..

Daha sonra Hz. Üstad’ ın bin kalemli diye bahsettiği Risale-i Nurların matbaa gibi fakat elle gizli yazılıp neşredildiği kahraman Sav Köyü’ndeki, Hacı Hafız Mehmed Avşar, evinden çıkmadan sürekli yazarak, elinde kalemle vefat eden Ahmed Altuğ ve Mustafa Gül gibi merhum Ağabeylerimizi ziyaret ettik.

Sanki o zamanlara hayalen gittik ve Isparta Kahramanlarını vazife başında ziyaret etmekle feyizyab olduk !

Cenab-ı Hak bizleri onlar gibi ihlaslı eylesin ve dünyanın bizi değiştirmesine mani olsun ! Amin…

Ayrıca Himmet Koçoğlu ile yaptığımız görüşmede Sava Köyünde bütün halkın Risale-i Nur’larla ilgilenmesine rağmen sadece iki hoca bir hafız’ın ilgilenmediğini sorduk işte o video:

NurNet.Org Sundu

Bediüzzaman Büyük Millet Meclisi’nde (19 Kasım 1920) – Şiir

İstanbul’dan Ankara’ya Üstad davet edilir
Davetleri kabul eder ve Ankara’ya gelir

Yeni Millet Meclisinde bir tören düzenlenir
“HOŞAMEDİ” merasimi ile de karşılanır

Ankara’ya geldiğinde bulamaz umduğunu
Gördü ki dine bakışın menfi bulunduğunu

On maddelik Beyanname azalara dağıtır
İslam şiarına sahip çıkmaya da çağırır

Üstad der ki: “Zamanımız cemaat zamanıdır
Cemaatin ruhu olan beraberlik anıdır

Bir ferdin fenalığı ve iyiliği mahduttur
Cemaatin durumuysa onun gayri mahduttur

Kazanılan iyiliği fenalıkla yıkmayın
Düşmana karşı birleşin yorulmayın bıkmayın

Bilirsiniz ki hep vardır kötü düşmanlarınız
Bu ebedi zıtlarınız ve de hasımlarınız

İslam’ın şeairini hep tahrip ediyorlar
Bütün var kuvvetleriyle onu yok ediyorlar

Öyle ise vazifeniz onu ihya etmektir
Düşmanlarınıza karşı muhafaza etmektir

Yoksa şuursuz olarak düşmana yardım olur
Yaptığınız çalışmalar hepsi faydasız olur”

Mecliste yapılan hitap onlara tesir yapar
Altmış mebus tövbe edip yeniden namaz kılar

Kumandan ve Mebuslara bu parça okutulur
Reisle münakaşaya sebebiyet verilir

Mustafa Kemal diyor ki: “Çağırdık siz geldiniz
Bize çok faydalı olur yüksek fikirleriniz

Sizin gibi kahraman bir hoca lazımdır bize
Ancak aramızı bozdun açık diyeyim size

Geldiniz evvel namaza dair şeyler yazdınız
Mebuslarla aramıza ihtilafı verdiniz”

Bunun üzerine Üstad makul bir cevap verir
Parmaklarını uzatır ve de çok hiddetlenir

“Paşa! Paşa! Bilir misin İslamiyet’te ne var
En başında iman gelir ondan sonra namaz var

Namaz kılmayan haindir hainin hükmü merdut
Bunu sen böyle bilesin gayri işleri unut”

Üstad’ın Ankara’daki en birinci maksadı
Şark Darülfünunu idi onu hiç unutmadı

Mustafa Kemal Paşa’nın içindeki niyeti
Üstad’ı kendine çekmek, istifade etmekti

Sonra yine Paşa ile görüşmeleri olur
Görüşmelerin sonunda ona teklifler gelir

Teklifleri kabul etmez hepsini de reddeder
Ankara’da durmayarak yeniden Van’a gider

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

www.NurNet.org

Almanya Köln’de Yatılı Okuma Programı Düzenlendi

Yıllardır Köln Dershanesi olarak çeşitli yaş gurubundaki gençler için,hem kendi dershanemizde,hem de farklı mekanlarda yatılı okuma programları düzenlemekteyiz. Bu programlar, hizmetimizin omazsa olmazları arasında yerini almış durumda.

Almanya’daki iki haftalık tatiller ve dini bayram günleri böylesi programlar için en uygun dönemlerdir. Fakat bu tatillerle yetinmiyor, zaman zaman haftasonlarını da okuma programları için kullanıyoruz.

Geçen haftasonu düzenlediğimiz programa 13-16 yaşları arasındaki gençlerimiz katıldı. Sayıları  18’i  bulan bu gençleri, Pazar ev dersi gurubumuzdan ve her haftasonu dershanemizde yatılı olarak kalan talebelerden oluşturduk.

Son program, Köln Dershanesi gençleri olarak, organize ettiğimiz 6.’ıncı okuma programımız. Her geçen organizasyonla daha çok tecrübeler ediniyor ve programlarımızı böylelikle her seferinde daha olgun ve verimli hale getiriyoruz. Böylesi organizasyonları üstlenebilir durumda olmaktan dolayı da Allah’a sonsuz şükürler ediyoruz..

Her okuma programımızın olduğu gibi, bu programımız da çok güzel ve verimli geçti. Daha program bitmeden ekilen tohumların filizlendiğini müşahede etmenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Avrupa’da böylesi programlara çok ihtiyacımız olduğunun altını çiziyor ve Allah’tan bu tür programların artması için niyazda bulunuyoruz..

Selam ve Dua ile..
Medrese-i Nuriye Köln

Dünyanız Nurlansın.

Exit mobile version