Etiket arşivi: konferans

Türkiye, Karış Karış!..

Türkiye’yi karış karış gezerek farklı konularda konferanslar veren eğitimci yazarların hızına yetişmek ne mümkün! Aralarında, bir günde 5 konferans verip konuşma rekoru kıran da var, aynı gün Afyon’dan Eskişehir’e geçtiğini unutup, “Nasılsınız Afyonlular?” diyerek konferansa başlayanlar da!

Vehbi Vakkasoğlu, Halit Ertuğrul ve Cemil Tokpınar’ın bugüne kadar konferans vermedikleri il neredeyse yok. Onlar, haftanın sadece bir ya da iki gününü ailelerine ayırıyor. Hayatları hep yollarda, havaalanlarında, otobüs ve tren garlarında geçiyor. ‘Lüks otellerde kalırım, uçak olmazsa gelmem, ferah bir konferans salonu isterim‘ gibi şartları yok. Bazen bir esnafın evine konuk oluyorlar bazen de bir öğrenci yurduna. Kendilerini ‘eğitimci-yazar’ olarak tanımlayan bu isimler, farklı alanlarda uzmanlaşmış.

Vehbi Vakkasoğlu; Çanakkale, Mevlânâ, Yunus Emre ve Mehmet Akif Ersoy konulu konferanslara ağırlık veriyor.

Halit Ertuğrul daha çok hidayet öykülerini dinleyicileriyle buluşturuyor.

Cemil Tokpınar ise namaz konusunu işliyor.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in hayatı, aile içi huzur ve Risale-i Nur kitapları üçünün de ortak konusu olabiliyor. Onların bu yoğunluğuna eşleri de alışmış. İki gün üst üste evde kaldıklarında eşleri hemen, “Hayırdır ters giden bir durum mu var?” diye soruyormuş. Hatta Vehbi Vakkasoğlu’nun eşi, “Bey evde olduğun zamanlar namazlarını seferi kıl!” şeklinde espri yapıyormuş.

Eğitimci-yazarların aralarında bir rekabet olabileceğini düşünmüştük ilkin. Bir araya geldiklerinde öylesine samimi bir hava oluştu ki görülmeye değer. Birbirlerine sarıldılar, el ele tutuştular ve dostça sohbet etmeye başladılar. Hepsi de Anadolu’daki ilgiden çok memnun. Ama bazı illerdeki boşanma oranlarının artması onları çok endişelendiriyor. Bu yüzden aile için huzur konferanslarına ayrı bir önem veriyorlar. Dinleyicilerin ilgisini çekmek için yaşanmış ibret verici hikâyeler anlatıyorlar. Necip Fazıl, Fethullah Gülen, Yavuz Bahadıroğlu, Bülent Arınç ve Recep Tayyip Erdoğan onlara göre iyi birer hatip. Konferans esnasında akademik bir dil kullanmak yerine Anadolu insanının diliyle konuşmayı tercih ediyorlar. Üçü de, kalemleriyle konferansları arasında bir seçim yapmak zorunda kalsalar yazı yazmayı tercih edeceklerini söylüyor.

Denizde bile etrafıma toplanıp, “Hocam, biraz Çanakkale’den bahsetseniz.” diyorlar!

Vehbi Vakkasoğlu, 50 yaşını çoktan geçmesine rağmen konferanslara hiç ara vermiyor. Biraz sağlık problemleri var şu aralar, gittiği her yerde izzet ikramın çok olması kilo almasına sebep olmuş. “Konferanslar ailemden miras kaldı.” diyor. Babası, Kahramanmaraş’ta dinî kitaplar satan bir esnafmış, ilçelere gider kitap sergileri açarmış. Vehbi Vakkasoğlu da bu kitapları önceden okuyarak müşterilere tanıtırmış. Aynı zamanda Necip Fazıl’ın Büyük Doğu dergisini de satmaya cesaret edebilen tek kitapçıymış. Necip Fazıl, Kahramanmaraş’a geldiğinde ilk iş olarak onları ziyaret edermiş. Necip Fazıl gelmeden bir ay öncesinden heyecan başlarmış. Vehbi Vakkasoğlu, hep Necip Fazıl gibi etkileyici konuşmanın hayallerini kurmuş yıllarca. Medeni cesareti, haklı bir dava uğruna başı dik, alnı açık olmaları gerektiğini Necip Fazıl’dan öğrendiğini söylüyor. Konferansların kendisi için bir meslek haline geldiğini belirtiyor. Konferans yoğunluğu yüzünden 5 ayrı kitap çalışması yarım kalmış. Konferanslardan standart bir ücret talep etmiyor. Eğer karşı taraf bir ücret teklif ederse bunu kabul ediyor. Son bir yılda 20 kez İzmir’e gitmiş. O kadar yoğun şehir dışına çıkıyor ki iki gün üst üste evde kalsa hanımı hemen “Hayırdır, neden evdesin? Ters bir durum mu var?” şeklinde soruyormuş. Bugüne kadar Türkiye genelinde 7 bine yakın konferans vermiş. Daha çok Mehmet Akif Ersoy, Mevlânâ ve Çanakkale üzerine konferanslar veriyor. İnsanlar o kadar çok büyük bir ilgi gösteriyorlarmış ki denizde yüzerken bile etrafına toplanıp, “Hocam, biraz Çanakkale’den bahseder misiniz?” diyorlarmış!

Cemil Tokpınar, Halit Ertuğrul, Vehbi Vakkasoğlu

Rekorum bir günde 5 konferans!

Cemil Tokpınar, ‘Sabah Namazına Nasıl Kalkılır?‘ kitabıyla bir satış rekoruna imza attı. İki milyondan fazla satan kitap, konferansların da temel konusunu oluşturmuş. Yaklaşık 15 yıldır Türkiye’nin farklı illerinde konferanslar düzenleyen Tokpınar, Namaz Platformu’nun da öncülüğünü yapıyor. Namazla ilgili çıkan kitaplar ve konferanslar tek bir çatı altından yürütülüyor. Bugüne kadar 100’e yakın farklı namaz kitabını bünyesine ekleyen platform, son beş yılda yaklaşık beş milyon namaz kitabı satıldığını tespit etmiş. Cemil Tokpınar, bazı konferanslarına eşi ve çocuklarıyla birlikte katılmayı tercih ediyormuş. Ortaya konulan güzel hizmetleri gören eşi ve çocukları, babalarına daha fazla destek veriyormuş. Yazarın bazı günler 5 konferans verdiği zamanlar bile oluyormuş. Tokpınar, daha çok aile içi iletişim, gençlik sorunları, namaz ve Risale-i Nur üzerine konferanslar veriyor. Hedefinin, namazı dünyanın gündemine taşımak olduğunu söylüyor. Cemil Tokpınar, “Namazı bütün iletişim araçlarıyla anlatmak istiyoruz. Bunun için tüm sanat dallarını kullanıyoruz. Namazı anlatan bir fotoğraf ve bir de hat sergisi açtık. Bugüne kadar 700 namaz paneli düzenledik.” diyor.

“Özellikle Doğu illerine gidiyorum”

Dr. Halit Ertuğrul’un ismi, yazdığı hidayet öyküleri kitaplarıyla biliniyor. Kırşehir’deki Ahi Evran Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Ertuğrul, sadece haftanın bir gününü Kırşehir’de geçirebiliyor. Bunun dışındaki günlerde hep farklı şehirlerde konferanslar veriyor. Halit Ertuğrul’un çok hüzünlü bir hayat hikâyesi var. Adıyaman’da yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğan Ertuğrul, daha çok küçük yaşlardayken annesiyle babasının boşanmasına şahit olmuş. Ortada kalmış, tarlalarda ırgatlık yapmış, ayakkabı boyamış. İlkokulda çok başarılı olduğu için annesi elinden gelen desteği vermiş. Bu destek sayesinde üniversiteyi bitirmiş. Halit Ertuğrul, hidayet öyküleri anlattığı konferanslarını özellikle Doğu ve Güneydoğu illerinde düzenlemek istediğini söylüyor. Yazara göre, Kürt ve Türk çatışması çıkarmak isteyenler İslamiyet’in bölgede etkinliğinin azalmasını hedefliyor. Konferansların bu oyunu bozmada etkili olabileceğini düşünüyor. Son 10 yılda 4 bine yakın konferans veren Halit Ertuğrul’un bir haftalık konferans rekoru ise 10. Hiçbir konferansından para kabul etmediğini söyleyen Ertuğrul, sadece yol ve konaklama masraflarının karşılanmasını istiyor.

Zaman / BÜNYAMİN KÖSELİ

Bir Rol Model Olarak Bediüzzaman Said Nursi

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı ve Fatih Belediyesinin ortaklaşa düzenledikleri “Bir Rol Model Olarak Bediüzzaman” konulu Panel, Fatih Ali Emiri Kültür Merkezinde yapıldı.

Panel farklı kesimlerden yazar, gazeteci ve programcıların bir araya gelmesiyle bir ilk olma özelliğinde… Moral Fm Programcısı Zahide Ülkü Bakiler’in sunduğu programın moderatörlüğünü de Timaş Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Emine Eroğlu yaptı.

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Bediüzzaman Said Nursi’nin talebesi Mehmet Fırıncı, panel öncesi yaptığı konuşmada “Risale-i Nurların yazıldığı dönemde hanımların fedakârlıkları ve hizmetlerini hatırlattıktan sonra, katılımcılara birer plaket ve “Bediüzzaman Sergisi” kataloglarından takdim etti.

Panelde ilk olarak Yazar / Moral FM Radyo Programcısı Meryem Aybike Sinan “Bediüzzaman Nasıl Bir Eğitim Modeli Çizmiştir?” başlığı altında bir konuşma yaptı.

Sinan, Bediüzzaman’ın hem İslam âlimi, hem mütefekkir hem de bir eğitimci olduğuna dikkat çekti. Sinan, şöyle konuştu: “Bediüzzaman’ın eğitim anlayışının çağları doğru okuyan, doğru teşhisler koyan ve buna göre reçeteler yazan bir gönül adamı ve bir din âlimi gözüyle de değerlendirmeye tabii tutulsa da o gerçekten çağları aşan bir düşünce ufkuna sahiptir.

“Üstad Bediüzzaman Said Nursi, Eğitim mekanizmasını önce kendi hayatında tatbik etmiş, yanında ki talebelerine yaşadığı hayatı bizzat göstererek anlatmış, söylediğini yapmış, yapmadığını söylememiş, eğitimde özellikle “ispat etme ve diyalog” hususlarını öncelemiş, insanların eğitim seviyesine göre çeşitli eğitim metodları denemiştir.”

“İlim, sevgi, iman, hakikat, sebat fakr acz zaruret eğitimin temelini oluşturur. Bediüzzamanın eğitime bakışı sıradan, boş, mesnetsiz, dünyevi yaşamla ilgili değil, tam aksine sıra dışı, bütün zamanları kapsayan, cihanşümul bir mesafededir.”

Gazeteci, Yazar Nevval Sevindi de “Bediüzzaman’ın Farkındalıkları” başlıklı konuşmasında şunları aktardı:

O, kendi ışığını her zaman “Karanlığa ve Cehalete karşı” kullanmıştır…”

“Bediüzzaman’a karşı yargılar bugün kısmen aşılmıştır. Ama birçok çevrede hala devam etmektedir. Bu yüzden Said-i Nursi’nin çabalarının doğru anlaşılması, günümüzde İslam coğrafyasındaki değişimin ve yeni oluşumların anlaşılması açısından da önem taşımaktadır. Said-i Nursi’nin kendi dönemindeki çabaları günümüze de ışık tutmaktadır.”

“O her şeyden önce bir “Işık Savaşçısıdır”. Işık Savaşçısı çağdaş kültürün, bilim kurgu filmlerinin sevilen bir kavramıdır. Uzay yolu filmlerinde “Işık Savaşçıları” ellerindeki “Işın kılıçları” ile Kötülüğün ve Karanlığın güçlerine karşı savaşırlar.”

“Işık Savaşçıları evrensel iyiliği, doğruluğu, adaleti temsil ederler. Onlar Dünyaya iyilik getirmek için “Tanrı’nın Seçilmiş İnsanları”dır. Herkes ışık savaşçısı olamaz. Işık Savaşçıları hem doğuştan yetenek sahibi olmalı hem de bir dizi sınav ve testten geçmelidir. Kendini ancak mücadele içinde kanıtlar.”

“Said Nursi kendi döneminde büyük bir zekâ, yetenek ve enerji ile dünyaya gelmiş ve daha sonra bir insanın yaşamı içinde geçebileceği her türlü zor sınavdan geçmiş, imanı ile nurlanmış bir “Işık savaşçısı”dır. Onun mücadelesi, günümüzde tüm “Aydınlanma Savaşçıları”na hala ışık tutmaktadır.”

Tv Programcısı, Yazar Sevda Türküsev de “Bediüzzaman’ın Yaptığı İşin Evrensel Boyutu.” Başlıklı konuşmasında özetle şunları söyledi:

“Bediüzzaman Said Nursi hazretlerini bana sorduklarında, aklıma gelen ilk cümlesi “Hakikati İncitmeyin”. Ve ömrü boyunca hakikati incitmeden yaşamayı başarmış bu zat’ın kendisinin en kadar büyük bir hakikat olduğunu anlamak için bu gün bu salonda olmamız bile yeterli. 100 yıla yakın bir zamandır insanlığın bu yolda dine ilime vicdana insanlığa hizmete yürüyüşünün hakikatini gerçekleştirmiş olan Bediüzzaman hazretlerinin verdiği mücadele tüm insanlığa örnek olmalıdır…

“Bediüzzaman hazretlerinin hakikatler üzerinde ki titizliği ve her ne olursa olsun hakikatlerden vazgeçmeyerek hakikatleri incitmeyerek yoluna devam etmesi ve elinin tersiyle makam ve servetleri itmesi, bunlarla birlikte ödediği o ağır bedeller gösteriyor ki “öyle rol- model” olmak kolay değil…”

“İslam’ı öyle bir sahiplenmiş ki geliştirerek yoluna devam etmiş asla ve katiyen hiçbir şey uğruna İslam’ı değiştirmeyi yumuşatmayı hakikatinden uzaklaştırmayı düşünmediği gibi birilerinin bunları yapmalarına da müsaade etmemiştir. Hemen hemen yüz yıl öncesinde başlayan bu yolculukta o ilk zamanlarda bile tek başına olmadığını biliyordu, işte onunda farkı buydu…”

“Bir şeyleri görebilmek- hissedebilmek- ilke edinebilmek… Bediüzzaman hazretleri yaşadığı sürece her bulunduğu ortama yere kişilere kişiliği- bilgeliği- inançları- itikatı- ihlası- sabrı ve sayılamayacak bir çok özelliği ile güç vermiş bir kişilik olmuştur. Bu gücü verirken de kendisinin aldığı güç sadece ve sadece o imanın gücü olmuştur…”

“Ülkelerin geçmişleri tarih olur ama bir insanın tarih olması demek, hemde kimseyi zorlamadan kimseyi zorla sevdirmeden tarih olmak demek o kişinin ne demek olduğunun en önemli göstergesidir…”

“Evet, Allah rızası için yola çıkmış Allahın ve insanların rızasını kazanmış Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin hayatını mücadelesini anlamak için ufacık kağıt parçaları üzerine yazılmış sözlerin bu gün ciltler halinde elimizde olduğunu görmemiz bile yeterli olacaktır…”

“İnsanlığa büyük hakkı geçmiş bu zat-ı muhteremin bizlere de hakkını helal etmesini can-ı gönülden arzu ederiz… Şayet yürüdüğünüz yolda zorluklar ve engeller yoksa o yol sizi hiçbir yere götüremez. İşte Bediüzzaman hazretlerinin çıktığı yoldaki zorluk ve güçlüklerin ne denli meşakkatli olduğunu bu gün burada toplanarak bir kez daha görmüş olduk…”

“Nasıl bir bedel ödendi ki nasıl bir sabır gösterildi ki ve nasıl bir inançla bu yürüyüşe çıkıldı ki halen bu yürüyüş devam etmektedir. Bu yol hak yoludur ve bu yürüyüş hakka kavuşana kadar devam edecektir.”

Yumurcak TV Genel Yayın Yönetmeni Meryem AkbalBugünün Çocuğunun İhtiyacı ve Annelerin Donanımı İle İlgili Risale-i Nur’dan Görüşler” konulu konuşmasını bir slayt eşliğinde sundu. Akbal, dinleyicilere şunları aktardı:

“Risale-i Nurları geleceğe, birbiri ardına gelecek nesillere gönderilmiş kıymetli mektuplar gibi görüyorum. Daima geleceğe yönelik değerlendirmeler içermesi sebebiyle neredeyse her konu bir şeklide aile, çocuk ve gençlik kavramlarına ışık tutar nitelik kazanıyor.”

“Risale-i Nurların okunduğu ailelerde hem Risale-i Nur ahlakı, hem okuma alışkanlığı tabii bir şekilde yerleşiyor. Uzmanların çocuk gelişimi konusunda son yıllarda ortaya koyduğu tesbitler ve buluşlar Üstad’ın validesini kendi eğitimi üzerinde öneminden bahsederken verdiği ipuçlarını doğrular niteliktedir.”

Bediüzzaman Hz.nin annesinden aldığı derslerden örnekler de veren Meryem Akbal “Öyle ise, Üstadın kendisini abdestsiz emzirmeyen annesinin kucağında henüz küçük bir bebek iken onun dudaklarından dökülenlerin o andan itibaren hayatına ve ilmine tesir etmiş olması muhtemeldir” diye devam etti.

Araştırmacı, Yazar Gülay Atasoy da “Bediüzzaman’ın Evrensel Mesajları” başlıklı konuşmasında şöyle konuştu:

“Bediüzzaman Said Nursi’nin‚ Rol model’ olmasını anlatmak bir okyanusu küçük bir fincanın içine doldumak gibi zor bir iştir. Sanırım risaletten gelen bir eserin müellifinin nasıl rol model olduğunu bu kadar kısa zaman dilimi içinde anlatmak da kolay değil.”

“Bediüzzaman’ın hayatına göz attığığımızda daha onun çocuk yaştayken böyle bir misyonu yüklendiğini görmekteyiz… Onun iki büyük gayesi vardı. Birincisi “Kur’an’ın sönmez ve söndürülmez bir güneş olduğunu bütün dünyaya göstermek. Bunun için kaleme aldığı Risale-i Nur külliyatı Kur’an-ı Kerim’in imana dair olan ayetlerinin asrımız insanın anlayışına uygun orijinal bir tefsiri olup insanın“ nereden geldim? Nereye gidiyorum ve bu dünyada vazifem vb. sorularıyla beraber insanın zihnini meşgul eden bin sorunun cevabını vermektedir.”

“Bu sebeple Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumlarına katılan dilleri, dinleri, ırkları ve hattâ renkleri farklı yüzlerce bilim adamı, tek bir noktada birleştiler: Risale-i Nur, günümüz insanına musallat olan mânevî hastalıkların reçetesi ve Kur’ân’ın çağımıza uygun en mükemmel bir tefsiri; Bediüzzaman ise, bir müfessir, bir müceddid, bir imam ve mânevî bir önderdir.”dediler.”

Bediüzzamanı’ın ikinci gayesi ise: fen ve din ilimlerinin birlikte okutulacağı “Medresetüz Zehra” adlı bir üniversite açmak. Bunun için “Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecellî eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassup, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder.” Bizim düşmanımız; cehalet, zaruret, ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı sanat, marifet, ittifak silahıyla cihad edeceğiz. diyordu.”

Eğer Bediüzzaman’ın bu fikirleri uygulansaydı. Bu gün doğu PKK yerine fen ve din ilimleriyle beslenir. Terör denilen olay ne ırkçılığı, ne fakirliği, ne de başka şeyi kullanabilirdi. Bediüzzaman’ın çizdiği bu modelle Doğu da cehalet, ilim, zaruret san’at, ihtilaf da Türk-Kürt kardeşliğiyle çözülecekti. Çünkü, toplum hayatının anarşilikten kurtuluşu için beş esas lâzım ve zaruridir: “Hürmet, merhamet, haramdan çekinmek, emniyet, serseriliği bırakıp itaat etmektir, diyordu.

“Onun modeli Kur’an olduğu için bütün dünyaya sesleniyordu. Ve bu günkü en büyük problem olan İslamfobiye çare getiriyordu. O, İslam âleminin ve Batı âleminin kurtuluşu ve mutluluğu için reçeteler yazdı. İnsanlığın dünya ve ahiret saadetinin vahye dayalı bir hayat yaşamasıyla mümkün olduğunu gösterdi.”

“Evet, nasıl ki, dünya güneşin etrafında döner. Dünyanın sırtı güneşe geldiği zaman önü karınlıkta kalır. Bediüzzaman da vahyi güneş olarak kabul eder. Vahyin etrafında dönen insan da sırtını Vahye döndürdüğünde manevi karanlıkta kalır.”

Kaynak: iikv

Yunanistan-Girit Konferansına Davet !

Yunanistan’ın Girit adasında, Ortodoks Akademisi Teoloji ve Ekoloji Enstitüsü tarafından 1-5 Haziran 2011 tarihleri arası gerçekleştirilecek 2. Uluslararası ECOTHEE (Ekolojik Sorunlara Din Temelli Yaklaşımlar) Konferansına  “The Role of Faith For A Better Future of Ecology: An Islamic Perspective” (Daha İyi Bir Ekoloji Geleceği İçin İmanın Rolü: İslami Bir Bakış Açısı) başlıklı tez ile yaptığımız başvuru kabul edildi.

Âyet-i Kerîme, Hadîs-i Şerif ve Risale-i Nur’ dan iktibaslarla hazırlanan çalışmada, Kuddûs İsminin kâinattaki tecellileri anlatılıp Tevhid bahsi işlenerek ekolojik sorunlara çözümün temelinde İman olduğu vurgulandı.

Ayrıca çevre, hava, su, radyasyon kirliliğinden daha hayati olan ve bu sorunların da kaynağını oluşturan  “ahlâk kirliliği” ne dikkat çekilmeye çalışıldı.

Himmet ve gayretlerle hazırlanan bu tebliği Cuma sabah saat 10 civarında sunmak üzere, bir Ağabeyimiz Çarşamba günü Girit’ e gidecek ve konferansa katılacak inşâallah.

Dünyanın dört bir tarafından gelecek bilim ve fikir adamlarının huzurunda Kur’an’ ı ve Nûrlu hakikatleri tam temsil etmesi, güzel hizmetlere ve fütuhâta vesile olması için Ağabeyimize Cenab- ı Erhamürrahimîn’ den inâyet, hüsn-ü ifade ve sözüne tesir vermesini niyaz ediyoruz. Âmin.

Bütün Ağabeyler ve Kardeşlerimizi bu konferansa davet ederken dualarını da istirham ediyoruz.

Ali Nureddin

www.NurNet.Org

 

9. Almanya Bediüzzaman’ı Anma Konferansına Davetlisiniz

Es-Selumu Aleykum Saygı Değer Ağabeylerim,

Evvela hizmetlerinizi tebrik eder, Rabbimden izni ilahide makbuliyeti için niyaz ederim.

Ağabeylerim her sene olduğu gibi bu sene de Almanya’nın kuzeyinde kalan Mönchengladbach şehrinde 9. Almanya BEDİÜZZAMANI ANMA adına hazırlanan konferansımızdan tüm kardeşlerimizi haberdar etmek istiyoruz, inşaallah.

Her sene yapılan bu konferansa Avrupa’nın değişik devletlerinden (Avusturya-Belçika-Fransa-Hollanda-İngiltere) kardeşler katılmaktadırlar. Birbirinden değerli ağabeylerimizden Abdulkadir Badıllı, Ahmed Akgündüz, Servet Armağan, Seyfeddin Bulut ve Avukat Michael Sertsöz konferansa ayrı bir güzellik katacaklar. Konferansda Risale-i Nur Külliyat sergimizde olacaktır. Bayan ve erkek kardeşlerimiz, ayrılmış yerlerde konferansı dinleyebilecekler.

Ayrıca konferansdan bir gün evvel Cuma günü program Mönchenladbah medresesinde başlayip Pazar gününe kadar devam edecektir.

Saygılarımla

Hückelhoven / Almanya Dersanesinden Binler  Selamlar

Dualarınızı  Bekleriz

www.NurNet.org

“Bediüzzaman’ı anlamak” Konferansına Davetlisiniz

Bediüzzaman Said Nursi’nin 51.vefat yıldönümü dolayısı ile 20 Mart 2011 Pazar günü İstanbul’da Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde “BEDİÜZZAMAN’I ANLAMAK” isimli bir konferans düzenlenecek.

Merkezi Süleymaniyede bulunan Hamidiye Kültür ve Eğitim Vakfı tarafından organize edilecek olan konferans Beyazıd Camii İmam-Hatibi Hafız Suat GÖZTOK Hocaefendi’nin Kur’an-ı Kerim tilaveti ile Saat 20:00’da başlayacaktır.

Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Ahmet AKGÜNDÜZ Hoca’nın konuşmacı olacağı konferansta ayrıca Şiir ve Sinevizyon sunumları gerçekleştirilecektir.