alinureddin tarafından yazılmış tüm yazılar

Hizmet Yolunda Şehadetin Ardından !..

Aziz kardeşlerim,

Bu defa motorlu kayık içinde Eğirdir’den Barla’ya giderken denizin dehşetli, emsalsiz fırtınası leyle-i Kadirdeki dehşetli hastalık gibi, zahmet noktasını kaldırıp büyük bir rahmete vesile olduğunu sizlere müjde veriyorum. Altı arkadaşla beraber şehid olmak, yedi ihtimalden altı ihtimalle deniz bize geniş bir kabir olmak için zemin hazırlandı. Fakat o hal altında, mükerrer tecrübelerle yağmurun Risale-i Nur’la alâkadarlığı ve şimdi çok zamandır yağmura şiddetli ihtiyaç olduğu bu zamanda Risale-i Nur’un gizli düşmanlarının tehlikesinden ve geniş plânından kurtulmasına bir işaret olarak o dehşetli hâletimiz bir sadaka-i makbule hükmüne geçtiği remziyle, o rahmet-i İlâhîden gelen emr-i Rahmânîyi imtisalindeki iştiyakla yağmurun bir annesi olan bu deniz, o rahmete dair emr-i İlâhîyi gayet heyecanla ve iştiyakla, acelelikle getirmek için, bir şefkat tokadı nevinden Nur talebeleri olan bizim başımızı tokatla yüzümüzü ve gözümüzü yağmurla okşadı.

Biz bu hâleti zahiren hiddet, mânen şefkatkârâne okşamak nev’inde gördük. Ben daha fırtına ve yağmur başlamadan evvel hiss-i kablelvuku ile, hazine-i rahmete bir anahtar olacak dehşetli ve heyecanlı bir musibet hissettiğimden, mütemadiyen Cevşen’i ve Şâh-ı Nakşibend’in virdini okuyordum. Denizin o dehşeti içinde kemâl-i şevkle o mübarek denizi kabir olarak kabul ediyordum. Böyle kaza ile vefat eden şehid hükmünde olduğu gibi, şehid de velî hükmünde olmasından, altı arkadaşıma acımadım. Yalnız içinde bulunan çocuğa bir parça acıdım. O kayığın makinesi bozulduğu ve yelkeni de, rüzgâr onun aksiyle geldiği için fayda vermediğini ve denizin mevcleri de pek büyük, evvelâ kayığa ve zahiren bize hücum etmesiyle beraber kayığın içine girmediği için, kemâl-i sabır ve şükürle karşıladık ve sâlimen sahile çıktık. “Elhamdü lillâhi alâ külli hal” dedik.

Said Nursi

Emirdağ Lahikası-2 (198)

Hizmet Yolunda Şehadet ! (7. vefat)

Çamlık Mevlidi’ ne iştirak etmek için İzmir’e gitmekte olan Ahmet Irmak yönetimindeki minibüs, Balıkesir-Akhisar yolu üzerinde trafik kazası geçirdi. Ahmet Irmak, Aziz Erzen ve Uğur Taner Tan olay yerinde, Özcan Önen, Seyfullah Bahar ve oğlu Faruk Bahar kaldırıldığı Akhisar Devlet Hastanesi’ nde vefat etti.

Vefat eden Nur Talebelerinin cenazeleri Pazartesi günü kaldırılarak kabirlerine defnedildi.

Yaralılardan Mehmet Ceren, Ali İhsan Dikmen, Mahmut Müshap Yalçın ‘ ın hayati tehlikesi bulunmuyor.

Kerem Koç da Hakk’ ın rahmetine kavuştu. Cenazesi Fatih Camii’ nden kalırıldı.

Merhumların ruhlarına Fatihalar, Yasinler hediye etmenizi ve de yaralıların acilen şifa bulması için dualar buyurmanızı istirham ediyoruz.

“Allah’ tan geldik ve yine O’ na döneceğiz.”

“Ya Rabbi onları salihlere ve şehidlere kat, rahmetine eriştir, çoluk çocuklarına iyilikler ihsan et, bizi de onları da mağfiret buyur. Amin.”

www.NurNet.Org

Yunanistan-Girit Konferansına Davet !

Yunanistan’ın Girit adasında, Ortodoks Akademisi Teoloji ve Ekoloji Enstitüsü tarafından 1-5 Haziran 2011 tarihleri arası gerçekleştirilecek 2. Uluslararası ECOTHEE (Ekolojik Sorunlara Din Temelli Yaklaşımlar) Konferansına  “The Role of Faith For A Better Future of Ecology: An Islamic Perspective” (Daha İyi Bir Ekoloji Geleceği İçin İmanın Rolü: İslami Bir Bakış Açısı) başlıklı tez ile yaptığımız başvuru kabul edildi.

Âyet-i Kerîme, Hadîs-i Şerif ve Risale-i Nur’ dan iktibaslarla hazırlanan çalışmada, Kuddûs İsminin kâinattaki tecellileri anlatılıp Tevhid bahsi işlenerek ekolojik sorunlara çözümün temelinde İman olduğu vurgulandı.

Ayrıca çevre, hava, su, radyasyon kirliliğinden daha hayati olan ve bu sorunların da kaynağını oluşturan  “ahlâk kirliliği” ne dikkat çekilmeye çalışıldı.

Himmet ve gayretlerle hazırlanan bu tebliği Cuma sabah saat 10 civarında sunmak üzere, bir Ağabeyimiz Çarşamba günü Girit’ e gidecek ve konferansa katılacak inşâallah.

Dünyanın dört bir tarafından gelecek bilim ve fikir adamlarının huzurunda Kur’an’ ı ve Nûrlu hakikatleri tam temsil etmesi, güzel hizmetlere ve fütuhâta vesile olması için Ağabeyimize Cenab- ı Erhamürrahimîn’ den inâyet, hüsn-ü ifade ve sözüne tesir vermesini niyaz ediyoruz. Âmin.

Bütün Ağabeyler ve Kardeşlerimizi bu konferansa davet ederken dualarını da istirham ediyoruz.

Ali Nureddin

www.NurNet.Org

 

İstanbul Şiiri: Belde-i Tayyibe

Kubbende hazin ezanların akseder.
Hafif bir yağmur şıpırtısı derinden..
Gökte martılar huşû ile raks eder
Ağlar mı bulut? Ağlarsa kederinden…

Açsın gün, ışıldasın Boğazında su
Bırak kavuşsun sana seni özleyen.
Ufkunda boğulsun gecenin kâbusu
Yıldızın yaldızı; yüzünü gözleyen…

Tebessümünle gülümsüyor Beyazıt,
Beyoğlu’nun kahkahası da cabası..
Renklerin kardeş de siyah ve beyaz zıt.
Senden gayrılık İstiklal’ in çabası..

Eminönü’ nde esen deniz kokusu…
Sirkeci sokakları eski-püskü, dar..
Karşıya geçmek; yaşlı vapur korkusu,
Hatıralarda kalan, eski Üsküdar…

Bin bir çeşit çiçek çağırır baharı
Yedi tepende yetmiş iki buçuk renk…
Çamlıca’da uçar çayların buharı,
Kanlıca’nın keyfi de Beşiktaş’a denk.

Emirgan’da hürdür hep kelebekler,
Tertemiz hava, mavi gök ve sarı yer…
Kayıklar koyda, İstinye’de bekler
Ve üşür her rüzgârda serin Sarıyer.

Bak, haşmetiyle Fatih, surlarda dimdik!
Gör, Eyüp taşlarına değen başları:
“Hâdimiz Mevlâ’ya, evvel de hâdimdik”
Ve düşer bir ihtiyarın gözyaşları…

Ey Belde-i Tayyibe!(*) Mahzunsun neden?
Senin yerinde Ayasofya inlesin.
Fethinin marşını okutalım minareden
Âlem seni Sultanahmet’ten dinlesin..

Şimdi sevdamız; hayalimizsin dünkü;
Geldik mazide, seni rumistan bulduk.
Bilsinler ebediyen bizimsin çünkü,
Biz on dört asır önceden İstanbul’duk!

Ali Nureddin

(*) Peygamber Efendimiz Hadis-i Şeriflerinde; “Konstantiniyye elbet feth olunacaktır. Onu fetheden Kumandan ne güzel Kumandan, fetheden Asker, ne güzel Askerdir” buyurmuşlardır. 

Kur’an-ı Kerim’de, Sebe Süresi’nin 15. Ayetinde geçen; “Allah tarafından koruma altına alınan güzel bir belde vardır.” Bu Ayette geçen “Tayyib” çok güzel, “Belde” yaşanılan yer. “Beldetün Tayyibetün”de ise; Yaşanılan çok güzel bir belde(yer) ye işaret ediliyor. 

Molla Cami Hazretleri, bu Ayet-i Kerime’yi incelemiş ve “Beldetün Tayyibetün” cümlesinin harflerinin “Ebced ” Hesabına göre toplam, 857(hicri) , Miladi 1453 yılını gösterdiğini ortaya çıkarmıştır.

NurNet.Org  

İrlanda’dan Gelen Çağrı !

Fedâkâr ve Dîn-i Mübîn-i İslam’ ın derdiyle cefâkâr ağabeyler ve kardeşlerimiz,

Maddiyyunluk taununun müminleri dahi derinden etkilediği, sefahet ve günahların yaygınlaşarak akılları iptal edip kalpleri çürüttüğü helaket ve felaket asrında “önce kendi imanımızı, sonra başkalarının imanını kurtarmak” için itfaiye memurları olarak ellerimizde su tulumbalarıyla yanıp kavrulanların imdadına yetişmemiz gerektiğinin farkındayız..

Hz. Üstad Bediüzzaman’ın ibadet esnasında diz üstü oturmaktan yara olmuş ayaklarına merhem süren talebesi Molla Resul’ e dediği gibi deriz ki: Ömür sermayesi azdır, lüzumlu işler çoktur.. Nasıl rahat oturalım !..

Zübeyir Gündüzalp Ağabey’in de ihtarıyla sarsılırız ve  “bir genç dinsiz olmuş” haberi karşısında kalbimiz parça parça olur .. Kur’ an’ ın ve Risale-i Nur’ un ulaştığı insanlar için seviniriz, şevkimiz artar. Fakat Allah ve Resul’ünü (aleyhissalatü vesselam) henüz duymamış insanlar için üzülürüz ve yanarız.. Ah nasıl yapsak da onlara da Nur’ u tanıtsak!..

İ’lâ-yı Kelimetullah davasında adım atmakta da cesur davranırız, çünkü esbabı halk edecek Müsebbibül Esbab dan başkası değildir. O sonsuz kudret sahibi bize Yardımcıdır ve bizi tutup kaldıracaktır …

Bu mektuba vesile olan hamiyetli kardeşimiz İrlanda Dublin ‘den sesleniyor ve diyor ki:

“Arzu eden ağabeyler buralara teşrif etseler, hizmeti başlatsalar, Risale-i Nur’ a ayna ve hakikatı arayan gönüllerin nefes alacağı adres olsalar, inançsızlıktan perişan olmuş ruhlara ve kalplere ab-ı hayat takdim etseler; kısacası İrlanda’yı da Nurlandırsalar…. “

Bu samimane çağrının yankı ve tesir bulmasını Cenab-ı Erhamürrahimin’ den niyaz ederiz. Âmin.

İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda malları ve canlarıyla cihat edenler, Allah katında derecesi en büyük olanlardır. İşte onlardır kurtuluşa erenler. (Tevbe 9/20)

Kim, Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde yerleşecek çok yer ve bolluk bulur. Kim, evinden Allah’a ve Rasülüne muhacir olarak çıkarsa, sonra da ölüm kendisine erişirse, muhakkak onun sevabı Allah’a düşer. Allah, bağışlayıcı ve esirgeyicidir. (Nisa 100)

NurNet.Org

Not: Çok şükür bu çağrıya cevap geldi. İrlanda’ya dershanemiz açıldı. Rabbim rızasına uygun hayırlı hizmetlere vesile etsin inşallah. http://www.nurnet.org/irlandadan-gelen-cagriya-cevap/