Yalçın Akdoğan; Said Nursi Varsa yoksa ‘muhabbet’ dedi

Star Gazetesi Yazarı Yalçın Akdoğan Köşe Yazısında “Bediüzzaman’ın ahlakından bahsetti.

Söyledikleri ve yazdıkları ile yaptıkları arasında uyum olmayan insanlar ‘tutarlı’ görülmezler, ciddiye de alınmazlar. Her türlü etkileşimin temelini ‘güven’ oluşturur. Peygamber efendimizin mucizeleri arasında birinci sırada Kur’an-ı Kerim, ikinci sırada ise bizatihi kendisi, yani ‘güzel ahlakı’ sayılır. Onun fiil, hal, söz, siret ve sureti davasının hakkaniyetine bir delil olarak verilmiştir. Düşmanları dahi onu ‘Muhammedül Emin’ diye nitelendirmiş, doğru ve dürüst bir şahsiyet olarak görmüştür. Bu yüzden ‘hadis’ler, Müslümanların istikametini belirleyen işaret taşlarıdır.

Hal ile kal (söz) arasındaki uyumu ortaya koyamayan düşünce adamlarının eserlerine vurgu yapılmıştır ama örnek şahsiyet olarak kişiliklerine atıf yapılmamıştır. Büyük şair, romancı, mütefekkir olmak ile düşünce eserleri ortaya koyan bir dava adamı, bir toplumsal önder olmak farklılık arzeder.

23 Mart, Bediüzzaman Said Nursi’nin vefat yıldönümüdür. Bediüzzaman hazretleri Risale-i Nur gibi şaheser bir yapıt ortaya koymuş, iman hakikatlerini çağın efkarına ve idrakine sunmuştur. Bediüzzaman’ın kişiliği, yaşamı ve mücadelesi Risale-i Nur gibi bir şaheserdir, örnek alınması gereken bir ibret vesikasıdır. Nice eserler vardır ki, milyonların kalbine, aklına ışık tutar… Risale-i Nur ise aynı zamanda kitleselleşen büyük bir toplumsal harekete zemin hazırlamıştır. Nur cemaatleri, sosyal hareketler ve sivil toplum örgütleri olarak daima barışın, kardeşliğin, dayanışma ve yardımlaşmanın simgesi olmuşlardır. Risalelerden çıkarılması gereken dersler gibi, Bediüzzaman’ın yaşamından da çıkarılması gereken dersler vardır. Said Nursi gibi sayısız zorluklarla, türlü sıkıntılarla başedebilen çok az ‘dava adamı’ vardır.

Bütün ömrüm harb meydanlarında, esaret zindanlarında, yahut memleket hapishanelerinde, memleket mahkemelerinde geçti. Çekmediğim cefa, görmediğim eza kalmadı. Divan-ı harblerde, bir câni gibi muamele gördüm; bir serseri gibi memleket memleket sürgüne yollandım. Memleket zindanlarında aylarca ihtilâttan menedildim. Defalarca zehirlendim. Türlü türlü hakaretlere mâruz kaldım. Zaman oldu ki hayattan bin defa ziyade ölümü tercih ettim” diyen üstad hazretleri gerçekten de yokluğun da, baskının da, zulmün de her türlüsüne maruz kaldı.

Bediüzzaman Kafkas cephesinde Ruslara esir düştü, Osmanlı’nın son döneminde divane muamelisine tabi tutuldu, Cumhuriyet döneminde hapis yattı, izole edildi, zehirlendi, sürgün edildi. Ölüsü bile büyük korkuya sebep oldu, mezarı yıkıldı. Kürtçülükle, irticayla, isyanla, gizli örgüt kurmakla suçlandı. Oysa o ne Kürt Teali cemiyetine girdi, ne Şeyh Said isyanına katıldı, ne herhangi bir asayiş sorunu üretti. Hep kardeşlikten, birlikten, ihlastan, ittihattan bahsetti. “Ben, cemiyetin îmanını kurtarmak yolunda dünyamı da feda ettim, âhiretimi de. Seksen küsûr senelik bütün hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum” diyerek milleti için yaşadı. Onun toplumsal hastalıklara karşı yazdığı reçetelerde isyan, başkaldırı, hizipçilik yoktu. Varsa yoksa ‘muhabbet’ dedi, ‘ittihat’ dedi, ‘ümit, sıdk, hürriyet, meşveret’ dedi.

Osmanlı döneminde dikkat çektiği sorunların üzerine gidilemedi, Cumhuriyet döneminde önerileri ciddiye alınmadı. Oysa Bediüzzaman’ın meşveret ve adalet çağrıları karşılık bulsaydı, birlik-kardeşlik reçetelerine riayet edilseydi, ‘hak-özgürlük’ vurguları dikkate alınsaydı, bugün uğraştığımız Kürt sorunu dahil bir çok mesele derinleşmeden hal yoluna girebilirdi.

Çekilen eza ve cefalara rağmen Risale-i Nurlar milyonlarca gencin imanının kurtulmasına, dürüst ve ahlaklı bireyler olarak yetişmesine sebep oldu. Bugün de yaşadığımız sorunların bir çoğunun çözümünü ararken Risalelerin sosyal meselelere yönelik bakış açısını bir kez daha gözden geçirmemizin fayda getireceğine inanıyorum. Said Nursi’nin kişiliği, hayatı ve mücadelesini anlamak ise bir o kadar önem taşıyor. Üstad hazretlerini ve Türkiye’nin manevi kalkınmasına hizmeti geçen mütefekkir ve alimleri bir kez daha rahmetle yadediyorum.

Star

‘Said Nursi bizi insan haline getirdi’

Hepimizin ona borçlu olduğunu düşünüyorum. Onu rahmetle anıyoruz, Allah onun şefaatinden de bizi mahrum etmesin.” dedi. 

Arınç, imanı, adabı, takvayı, millet sevgisini, ümmetin beraberliğini ve bugün ki pek çok hastalıkların çaresini onun gösterdiği yolda bulduklarını dile getirdi.

Arınç, Bursa’da Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Bediüzzaman’ı anma ve anlama programına katıldı. Programa, Arınç’ın yanı sıra Vali Şahabettin Harput, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Abdullah Karadağ, Bediüzzaman Hazretlerinin talebeleri Mehmet Fırıncı, Said Özdemir ve Ali Çakmak ile vatandaşlar katıldı.

Törende konuşan Bülent Arınç, vefatından 52 yıl sonra Bediüzzaman hazretlerinin mücadelesine genç yaşında şahit olduğunu ifade etti. “Salona bakınca Allah’a ham ediyorum” diyen Arınç, bugün o zulümlerin yok olduğunu, hiç olduğunu ama davanın bir güneş gibi parladığını kaydetti.

Arınç, şöyle konuştu: “Başka hiçbir şeyi ispat etmek zorunda değiliz. Bu güzel anma toplantısında valimiz, milletvekillerimiz, akademisyenlerimiz, gazetecilerimiz, serbest meslek erbapları, hepsi bir muhabbet duygusu içinde yıllarca sadece Kur’an hizmetinde bulunmuş başka bir maksat taşımamış insanın sadakatine şahit oluyorlar. Eğer bu işin içinde bir gizli iş var, bunlar devleti ele geçirirler, bu iddialar gerçekleşmedi. Ama bu yalanın arkasına saklananlar, o pırıl pırıl, yüzüne doyamayacağınız insanlara yıllarca zulmettiler. Toprağa atılan tohum gibi düşünün, tohum toprağa girer karar yağar, çürüdüğünü zannedersiniz ama gün gelir topraktan çıkar koca bir çınar gibi insanları serinleten bir gerçek oluverir.”

Bediüzzaman Hazretlerinin hayatının sürgünlerle geçtiğini, zehirlenmeler yaşadığını hatırlatan Arınç, şöyle devam etti: “Şimdi o insanın elinde tutuğu meşale bütün dünyayı aydınlatıyor. Bugün Bediüzzaman hazretlerin elinde tutuğu meşale, dünyanın bütün ülkelerinde ders olarak okutuluyor. Konferanslarla, panellerle Risale-i Nur, dünyaya barışın, imanın ve huzurun temsilcisi olarak gösteriliyor.”

“HEPİMİZ ONU ÇOK SEVİYORUZ”

Üstadın 1960’da ebedi aleme intikalinden sonra bile zulümlerin bitmediğini ve darbeciler tarafından mezarından çıkartılarak meçhule götürüldüğünü dile getiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hepimiz onu seviyoruz. Çünkü hepimiz ondan istifade ettik. Hepimiz imanımızı, adabımızı, takvamızı, millet sevgisini, ümmetin beraberliğin ve bugün pek çok hastalıkların çaresini onun gösterdiği yolda bulduk. Allah ondan ebeden razı olsun. İnsanlara çok zulmedildi. Avukatlık hayatımın büyük bir kısmı 163. Madde ile ilgili açılan davaları takip etmekle geçti. Ben rahmetli Bekir Berk ağabeyimizi de rahmetle anıyorum. Allah hepsine rahmet etsin. O zaman bu kitapları okumak tehlikeli ve suçtu, ders yapmak tehlikeli ve suçtu. Birlikte ibadet suçtu, Nurculuk yaftasını yapıştırıyorlardı. Öyle garip iddialar bilirim ki ben suç aleti olarak insanların tespihleri, seccadeleri gösteriliyordu.”

“ESKİDEN OLSA BU ADRESLERİ VERMEZDEM, GİDER BASARLARDI”

İstanbul Maltepe’de bir apartman dairesinde 221 kişi toplanıp kitap okuduklarını ve baskına gelindiğini anlatan Arınç, apartman dairesinin de adresini vererek, “Site yurdunun arkasında. Eskiden olsa bu adresleri vermezdim, gider basarlardı. Burada arkadaşlar bir araya gelirdik, büyük bir hasretle. O günde öyle olmuştu. Birisi haber getirdi, bizi basmaya gelmişlerdi. Uğradığımız muameleye karşı büyük bir üzüntüye kapılmıştım. Çok şükür o günler geldi geçti. O kitapları okurken de dinlerken de çok fazla bir şey anlamıyorduk belki. Çok geniş bir kelime haznesi vardı Bediüzzaman’ın. O kitapları anlamadan dinlerken bile çok şey kazandığımızı biliyordum. Ben kendi adıma söylüyorum, mutlaka çok şey anlayan vardır. Ama daha çok okuyanlar, üzerinde daha çok duranlar bizden daha iyi anlıyordur. Siz dinleseniz o kelimeler bütün vücudunuza etki ediyor, siz farkında olmadan bütün alamı rahatlıkla çıkartıyorsunuz. Bu eserleri üstat hazretleri dinsizlik cereyanına karşı yazmış. İçine giriyorsunuz, samimiyet ve sadakatten başka bir şey yok. Şüphe ile dinliyorsunuz, nerede rejin düşmanlığı yapacaklar. Hiçbir yerde yok.” diye konuştu.

“Çok şükür Risale-i Nur davası anamazın ak sütü gibi beraat etmiştir.” diyen Arınç, şunları ifade etti: “Hiçbir dava bu kadar leke sürülmek istenmemiştir. Said- Nursi birilerine göre Said-i Kürdi olmuştur. Evet o kürttür ama bu ona hiçbir nakise getirmez. İsyanlara kaşı çıkmıştır ama önemli değil, onlara göre Said-i Kürdi dersek, ona dolaylı olarak suçlu gözüyle bakmak da mümkün olacaktır. Bu alçaklıkta o kadar ileri gitmişlerdir ki Şeyh Said ile birlikte gösterilmek istenmiştir. Halbuki onun isim benzerliğinden başka ortak bir yönü yoktur…En zor zamanında bile başını öne eğmemiş bir yiğit ve kahramandır o. Bugün sosyal meselelere bakıyoruz önümüzde çok soru var. Onu okuyoruz. Mesela ben çok güzle bir şey buldum Risale-i Nur’da. Hangi risaleyi aç bütün kavgaların kökeninde iki söz vardı, birisi ben tok olayım başkası açlıktan ölse bana ne, ikincisi sen çalış ben yiyeyim. İki söz bütün isyanların sebebidir. Üstat diyor ki bu iki fitnenin ilaca ve panzehiri Allahın emridir. Biri zekatın olması iki faizin yasak olması.”

“BİZİ İNSAN YAPMA GAYRETİNE GERDİ”

Bediüzzaman’ın kimseye düşmanlık etmek niyetinde olmadığının altını çizen Arınç, “Kendisine zulmeden savcıya bile beddua etmemişti. Bunun çocuğu var İslam’a hizmet edecek diyordu, kendisini zehirleyen insanlara bile beddua etmedi. Bizim gibi aciz insanlara kalsa bize zulmedenlere neler düşünürdük. Ama o önümüze aczi koydu, şefkati koydu, şefkati koydu, merhameti koydu, bizi insan haline getirdi, bizi bir mümin yapma gayretine getirdi. Hepimizin ona borçlu olduğunu düşünüyorum. Onu rahmetle anıyoruz, Allah onun şefaatinden de bizi mahrum etmesin.” şeklinde konuştu.

VALİ HARPUT: “BÜYÜK BİR İSLAM ALİMİ VE MÜCEDDİTTİ”

Vali Şahabettin Harput ise Bediüzzaman hazretlerinin büyük bir İslam alimi ve asrın müceddidi olduğunu belirterek, “Böyle bir insanın Bursa’da anılması çok büyük bir güzelliktir. O büyük insan, hayatı ile fikirleri ile eserleri ile muhteşem bir örnekti. Bir asra yaklaşan hayatının her safhası inandığı ilkler uğrunda hiçbir zaman eğilmeden geçen bir ömür olmuştur. Bugün herkesin bayrak olarak altında toplandığı o büyük insanın, demokrasi, insan hakları konusunda yarım asır önce ortaya attığı fikirler, dünyanın dört bir tarafında sıkıntı çeken insanlara ilaç olmaya devam ediyor.” dedi.

Programın açılışında Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Abdullah Karadağ, Prof. Dr. Hikmet Sami Yıldırımhan, Bursa Teknik Üniversite Rektörü Prof. Dr. Ali Sürmen ve Uludağ Üniversitesi Rektörü adına Prof. Dr. Fikri Pala kısa bir konuşma yaptı.

CİHAN

Türk medyasında sansasyon..

23 Mart twitter da gerçekleşen etkinlik dünya basınında da yer aldı.

Rusya’da islami yayınlar yapan www.golosislama.ru sitesi “Türk medyasında sansasyon: #SaidNursi ve #Atatürk twit yarışması gerçekleşti” başlığıyla ziyaretçilerine duyurdu.

Haberinde Said Nursi’den “meşhur Türk alimi Said Nursi” olarak bahseden site, “vefatının 52 yıldönümünde Twitter Türk kullanıcıları bu tarihi herkese duyurmaya gayretinde bulundular.” diye devam etti.

Haberin devamında Atatürk tagine değinen site şu yorumda bulundu: “Onlar müslümanlara ve Said Nursi’ye karşı hakaret dolu mesajlar gönderseler de, müslümanlar kendilerini bu provokasyona kaptırmadan Kur’an ayetleriyle, hadislerle ve Said Nursi’nin imana, şefkate, güzelliğe ve ihlasa dair sözleriyle cevap verdiler.

İşte haberin tamamı:

Türk medyasında sansasyon:

#SaidNursi vs #Ataturk twit yarışmaşı gerçekleşti

Türk medyasının haberine göre, dün 23 mart tarihinde meşhur Türk alimi Said Nursi’nin vefatının 52 yıldönümünde Twitter Türk kullanıcıları bu tarihi herkese duyurmaya gayretinde bulundular. Kısa zamanda #SaidNursi hashtag’i Dünya TT’si oldu.

Bu kampanya’yı Said Nursi okurları başlattılar. Cuma günü genellikle ‘Hayırlı Cumalar’ hashtag’i birinci sıralara girdiği için, bu kampanya Cuma namazından sonra başladı. Kısa zamanda #SaidNursi hashtag’i Türkiye TT’si oldu ve 17 saat süresinde TT’nin zirvesinde #SaidNursi vardı. Twit mesajları her birkaç saniyede dünyanın dört bucağından geliyordu.

Bu kampanya’ya Kemalistler (#Ataturk) de katıldı. Onlar müslümanlara ve Said Nursi’ye karşı hakaret dolu mesajlar gönderseler de, müslümanlar kendilerini bu provokasyona kaptırmadan Kur’an ayetleriyle, hadislerle ve Said Nursi’nin imana, şefkate, güzelliğe ve ihlasa dair sözleriyle cevap verdiler. Bazı Türk medyasına göre, Türk sosyal medyasında böyle eşi benzeri olmayan çok ilginç bir yarış ilk defa gerçekleşti.

#Ataturk hashtag’i gün boyunca 2 sırada kalırken #SaidNursi hashtag’ine yetişemedi. Birkaç zaman süresinde dünya çapında #SaidNursi 4. sırada TT oldu.

Bu hadise Türk medyasında şimdi konuşuluyor.

Bazı Türk Twitter kullanıcıları böyle bir yorum yaptılar:

#SaidNursi ile #Ataturk’ü birbirine karşı koymak manasızdır, çünki birincisi büyük İslam alimi ise, ikincisi büyük hükümet adamıydı.

Haberin orjinali için www.golosislama.ru

Vefat Yıldönümünde #SaidNursi’yi Twitter’da TT yaptık

Geçtiğimiz hafta içinde Üstadı Twitter’da TT yapabilir miyiz, düşüncesiyle yola çıktıktan sonra Bidap’a (Bilişim ve Dayanışma Platformu) danıştık, onlarda tabi yaparız inşallah deyince ve ekibinin bize vermiş oldukları desteği görünce NurNet sitemizde Twitter ile ilgili ilk haberi düştük… Akabinde birçok web sitesi, facebook sayfaları ve twitter kullanıcıları ve sözlükler vasıtasıyla kamuoyuna haber duyurulmuş oldu.

Cuma akşamı olarak belirtilen Perşembe gecesi 12’den sonra #SaidNursi etiketli twitler atılmaya başlandı. Gece 1 gibi Twitter da TT’ler arasında yerimizi almıştık 3-4 arası TT’lerin başına geçip en çok konuşulan #SaidNursi olmuştu, gece 23’te Twitter’ın gündemi değişinceye kadar TT kaldık ve bu zaman zarfında 17 saat TT’nin zirvesinde #SaidNursi vardı.

Cuma Namazından önce ise Dünya çapında #SaidNursi TT yani WTT oldu, yalnız bu 5 dakika civarı sürdü.

Bizim amacımız farklı bir alanda Üstadın vefat yıldönümü sebebiyle ismini, düşüncelerini, fikirlerini bir şekilde insanlara duyurmaktı ve internet alanında yaygın olarak insanları en hızlı ulaşabileceğimiz alan Twitter’dı.

Sabah vakitlerinde #SaidNursi etiketini gören bir kısım kişiler hiç beklemediğimiz halde #Ataturk etiketi ile paylaşıma başladılar, üzülerek şunu belirtmek isteriz ki, hiçbir insanın ağzına yakışmayacak derecede hakaretlere maruz kaldık ama bizim hareketimiz müsbet hareketti, kavgaya, gürültüye, kışkırtmaya gelmek istemiyorduk, Üstadımızdan bu dersi almıştık. Taşkınlık yapanlara karşı herhangi bir şekilde sözlü sataşmada bulunulmaması gerektiğini attığımız tweetlerde defalarca dile getirdik.

Bu sefer konu medyaya yansıdı, internet haber siteleri değişik değişik manşet atmaya başladılar, kimisi hiç tasvip etmediğimiz manşetler olsa da. İşte o manşetlerden bazı örnekler.

Bediüzzaman vefatının yıl dönümünde zirvede (Samanyolu Haber)

Said Nursi ölüm yıldönümünde Twitter’ın zirvesinde! (Medya Faresi)

Ve Said Nursi, Twitter’da TT oldu! (Moral Haber)

Said Nursi Twitter’da TT oldu! (Sentez Haber)

Said Nursi sanal medyada zirveye çıktı (Haber Demeti)

Said Nursi twitter’ın zirvesinde (Star Gazetesi)

Atatürk mü birinci Said Nursi mi? (İnternet Haber)

Twitter’da Atatürk ve Saidi Nursi kapışması! (Gazete Vatan)

Twitter’da müthiş kapışma! (Star Gazetesi)

Pes dedirten Atatürk-Said Nursi kapışması (Rota Haber)

Atatürk – Saidi Nursi kapışması (Gerçek Gündem)

Atatürkçüler, Said Nursi’nin TT olmasını kıskandılar (Haber Yurdum)

Daha birçok haber sitesi haber yaptı, araştırırsanız çok rahat bulabilirsiniz. Bu arada Moral FM’de canlı olarak radyodan #SaidNursi Twitterda TT oldu haberini geçip, dinleyenlerini twitter’a davet etti. Ayrıca Risale Haber ve Risale Ajans başından sonuna kadar meseleyi web sitelerinde fazlasıyla duyurmuşlardır. İHL Sözlük sitesi ise o gün temasını #SaidNursi’yi Twitter’da TT yapalım olarak değiştirmiştir.

Dün #SaidNursi etiketiyle atılan birkaç tweetide ayrıca sizlerle paylaşmak isteriz:

Senai Demirci: #saidnursi ölüm yıldönümüyle anılacak adam değildir; sözleri hâlâ dipdiri; #saidnursi risale sayfalarında capcanlı konuşmaktadır.

Ertuğrul Erkişi: Bencede #saidnursi ye yıldönümü dar gelir.Ufku bütün beşerî sınırları aşmış biri..

Mustafa Ulusoy: #SaidNursi: Büyük Cevşende derlediği dualar en sıkıntılı anlarımda terapistim oldu.

Asım Yıldırım: Çağa ışık tutan adam: #saidnursi Mekanın Cennet olsun Üstadım…

Nihat Doğan: Biz muhabbet fedaileriyiz,husumete vaktimiz yoktur.. #SaidNursi ölümünün 52.yıldönümünde rahmet ile yad ediyoruz

Fethi Çağıl: Merak ediyorum: #SaidNursi’yi ve Risale-i Nur külliyatını eleştirenler, hiç eserlerini okumuşlar mı? Hayatına göz atmışlar mı?

Fatma Gökbulut: #saidnursi şehri terk etmezse’çöp arabasıyla atın’diyen dönemin İçişleri Bakanı Namık Gedik öldüğünde,cesedi bir çöp arabasıyla taşınmıstır.

Uğur Akkafa: HAKARET eden insanlar,onların ebedi hayatlarını kurtarmak için #SaidNursi nin ne kadar mücadele ettiğini görünce Ahirette çok UTANACAKLAR

Hayat Felsefesi: Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır. #SaidNursi

Prosperty: #saidnursi yi andım, zaten 3-5 tane takipçim vardı, kayboldular. 🙂 sağlık filan olsun.

AgziKulagindaPesimst: #SaidNursi ‘yi taniyanlar yobaz degiller, onu asil tanimayanlar yobazdir…

SyNr: Hangi bir baba,milyonlarla evlâda sahib olmuştur? Hem de nasıl evlâdlar!..Ve hangi bir üstad, bu kadar talebe yetiştirebilmiştir? #SaidNursi

Tan^nur: 25 yaşında tatmadığı dünya zevki kalmamış kemalist gençlik, 84 yıllık ömründe dünya zevki tatmamış adamı anlayamaz. #saidnursi

Son Geçtiğimiz Tweet: Üstad’ın vefat Yıldönümünü #SaidNursi etiketiyle gün boyu TT tutan herkese teşekkürler. Bizi Takip edin, bi dahaki projelerde görüşmek üzere.

NurNet.Org

Dünyanız Nurlansın.

Exit mobile version