Hayata Güzel Bakabilmek

‘’Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır’’diyor Bediüzzaman Hazretleri. Evet hayattan zevk almak için bu vecizeyi kendime düstur etmişimdir. Şu kısacık fani ömürde ,insan dünyaya hep güzel bir bakışla bakmalıdır.

Bir çok insan yaşadığı hayattan memnun olmaz. “Allah beni niye zengin yaratmadı?.. Neden beni  daha güzel veya yakışıklı yaratmadı?..” gibi soruları kendine sorar. Bu soruları sorarken hep kendinden üstün gördüğü ve üstün  kabul ettiği insanlara bakarak sorar. Bu durum  insanın bakış açısının yanlışlığını gösterir. Eğer bir kişi kendinden daha kötü durumda olanları görseydi belki bu yanlış düşüncelere kapılmazdı.

İnsanın bakış açısı onun mutlu veya mutsuz olmasında en büyük etkendir.İnsan dünyaya pembe bir gözlükle baksa pembe görür, siyah bir gözlükle baksa siyah görür.

Kişinin kalp  gözü de öyledir.İnsanının kalp gözü dünyaya pembe gözle bakarsa insan her şeyden zevk alır. Ama siyah bir gözle bakarsa insan hiçbir şeyden zevk almaz.Her şeyi yanlış ve karanlık görür.

Bakış açısıyla ilgili  Fransa da yapılan bir araştırmayı aktarmak istiyorum. Fransa’da, ağır işçilerin işleri hakkında ne düşündüklerini incelemek üzere araştırmayı yürüten bir görevli, bir inşaat alanına gönderilir.

Görevli, ilk işçiye yaklaşır ve sorar :

“Ne yapıyorsun?”

“Nesin sen, kör mü?” diye öfkeyle bağırır işçi.

Bu parçalanması imkansız kayaları ilkel aletlerle kırıyor ve patronun emrettiği gibi bir araya yığıyorum. Cehennem sıcağında kan ter içinde kalıyorum.Bu çok ağır bir iş, ölümden beter.

Görevli hızla oradan uzaklaşır ve çekinerek ikinci işçiye yaklaşır. Aynı soruyu sorar:

”Ne yapıyorsun?”

İşçi cevap verir: “Kayaları mimari plana uygun şekilde yerleştirilebilmeleri için, kullanılabilir şekle getirmeye çalışıyorum.Bu ağır ve bazen de monoton bir iş, ama karım ve çocuklarım için para gerekli. Sonuçta bir işim var. Daha kötü de olabilirdi.

Biraz cesaretlenen görevli üçüncü işçiye doğru ilerler.

“ Ya sen ne yapıyorsun?” diye sorar.

Görmüyor musun?” der işçi kollarını gökyüzüne kaldırarak.“ Bir katedral yapıyorum.

Bu hikayenin enteresan tarafı her üç işçinin de aynı işi yapıyor olmalarıdır. Görmeyi seçtiğiniz yol sizin tutumunuza bağlıdır.Evet yukarıdaki hikayedeki gibi her üç işçi de aynı işi yapmaktadırlar. Fakat her üç işçinin yaptıkları iş hakkındaki  düşünceleri  çok farklıdır. Bunun da nedeni üçünün de farklı bakış açısıdır.

Hayatta misafir olan bizler her zaman her şeyin güzel tarafına bakmalıyız. Bir gözümüz yoksa iki gözü olmayanı görüp şükretmeliyiz.Kısacası bardağın boş tarafını değil dolu tarafına bakmalıyız. Eksiklerimizi değil sahip olduklarımıza bakmalıyız. Böylece şu kısacık fani ömürden zevk almayı öğreniriz. Vesselam…

Hamit Derman

www.NurNet.Org

 

Eyüp Sultan’a Davetlisiniz

İstanbul İlim ve Kültür Vakfının organize edeceği “Nur Kahramanlarını Rahmet ile Yad Ediyoruz” programına davetlisiniz.

Eyüp Sultan Hazretleri’ne komşu olan, Vakfımız başkanlarından merhum Av. Bekir Berk’in vefat yıldönümü münasebetiyle başta Zübeyir Gündüzalp, Tahiri Mutlu, Dr. Sadullah Nutku ve Mehmet Emin Birinci olmak üzere bütün Nur Kahramanlarını dualarla yad edeceğiz. Sizleri de aramızda görmek isteriz.

Mehmet Fırıncı
İstanbul İlim ve Kültür Vakfı
Nur İlim ve Eğitim Vakfı
Mütevelli Heyeti Başkanı

HATİM DUASI : 11 Haziran 2011 / Cumartesi
SAAT: 17:00
YER : Eyüp Sultan Camii

Kaynak: iikv

Bediüzzaman’ın Şark’taki Çabaları (Şiir)

Bin sekiz yüz doksan dörtte Mardin iline gelir
Siyasete katılarak bir müddet ilgilenir

Kısa siyaset hayatı burada başlamıştır
Tartışmalı fikirlerden hiç geri kalmamıştır

Mardin’den Bitlis’e gider Üstad Bediüzzaman
İl Valisiyle tanışır onu gördüğü zaman

O’na yer tahsis edilir Vilayet konağında
Çalışabilmesi için veriyorlar bir oda

Çünkü farklı kişiliği Valiyi celp etmişti
İlme olan alakası dikkatini çekmişti

Konağın kütüphanesi kitaplarla doluydu
Çalışma yapan Üstad’ın tam istediği buydu

Burada fen ilimleri dikkatini çekmişti
Onları öğrenmek için bir zemin oluşmuştu

Bu hükümet konağında kalıyor iki sene
Oradan da Van’a geçer talepler üzerine

Van’da Tahir Paşa ile dostlukları gelişir
Konağın bir bölümünde çalışmaya girişir

Çok zengin bir kütüphane Konakta bulunurdu
Burada her tür dergi ve gazeteler okurdu

Araştırmaları için bir imkân sağlanmıştı
Çalışmak için Konağa adeta bağlanmıştı

Bu Konakta felsefeyle fenle ilgileniyor
Okuduğu kitaplara çok da önem veriyor

Fen ve felsefe ilmini araştırıp okudu
Şekke maruz kalanları şüphelerden korudu

Molla Said felsefede çok ileriye gider
Kuran’ın verdiği nurla hakikatlere erer

İçindeki bu toplumun yapısını tanıyor
Biliyordu bu Konakta O’na görev düşüyor

Zorlukları aşmak için eğitim önemliydi
Din’le müspet ilimleri okutmak gerekliydi

Üstad’ın ilk düşüncesi Üniversite kurmak
Yöredeki çocukları bu okulda okutmak

Valinin Konağındaki çalışma sürüyordu
Horhor Medresesinde de dersleri veriyordu

Tahir Paşa bir gün O’na bir gazete okudu
İngiltereli Bakanının sözünü yazıyordu

Elinde bir Kuran ile kürsüsüne geliyor
Avam Kamarasında şu konuşmayı yapıyor

“Müslümanların elinde bu olduğu müddetçe
Onlara bir hâkimiyet hiç kuramayız bence

Kuranı sükût ettirip hemen kaldırmalıyız
Veyahut Müslümanları O’ndan soğutmalıyız.”

Bu söz O’nun dünyasında fırtınalar koparır
Hayatının en önemli kararını da alır

“Kuranın sönmez bir güneş olduğunu söylerim
Bir mucize olduğunu dünyaya haykırırım.”

Van Valisi Tahir Paşa O’na önem veriyor
Said Nursi’nin bir deha olduğunu biliyor

Van’ın O’na çok yetersiz kaldığını söylüyor
İstanbul’a gitmesini teşvik dahi ediyor

Onu ikna etmek için huzurlarına gider
O da Paşayı kırmadan teklifi kabul eder

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

www.NurNet.org

Hep en güzel sözleri söylesinler..

Günün Ayet-i Kerime meali…

Bismillahirrahmanirrahim

Söyle o kullarıma: “Hep en güzel sözleri söylesinler, çünkü şeytan aralarını bozmaya çalışır. Gerçekten şeytan insanın açık düşmanıdır.”

Muhaliflere delil getirirken, delilleri en güzel tarzda ifade etsinler, hiddet göstermeye, sövüp saymaya kalkışmasınlar.

[İsra Suresi 53. Ayetin Meali]

……….

Günün Hadis-i Şerif’i…

Bismillahirrahmanirrahim

İbnu Ömer Radiyallahu Anh anlatıyor:

Bir adam Resulullah’a (Sallallahu Aleyhi Vessellem) gelerek:

“Ben büyük bir günah işledim, buna tevbe imkanım var mı?” dedi.

Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Vessellem): “Annen var mı?” diye sordu.

Adam: “Hayır yok” dedi.

“Peki teyzen de mi yok?” dedi.

Adam: “Hayır var” deyince,

Resulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem):

“Öyle ise onu iyilik yap!” diye emretti.

(Tirmizi, Birr 6)

.…….

Risale-i Nur’dan;

Her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz.

Hatta benim sözlerimi dahi, ben söylediğim için hüsn-ü zan (iyi olacağını düşünme) edip tamamını kabul etmeyiniz. Akıl mihengine vurunuz. Altın çıktı ise kalbde saklayınız. Bakır çıktı ise atınız.

Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz var ticarette geziyor…

(Münazarat’tan)

…….

Cevşen’den ;

44.

Ey bütün yakınlardan daha yakın,
Ey bütün sevilenlerden daha sevgili,
Ey bütün büyüklerden daha büyük,
Ey bütün izzet sahiplerinden daha aziz,
Ey bütün kuvvetlilerden daha kavi,
Ey bütün zenginlerden daha zengin,
Ey bütün cömertlerden daha cömert,
Ey bütün şefkatlilerden daha Rauf,
Ey bütün merhametlilerden daha Rahim,
Ey bütün yücelerden daha yüce,

Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin,

Senden başka İlah yok ki bize imdat etsin.
Emân ver bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar.

www.NurNet.Org

Kanada Hizmet Haberleri

Aziz, muhterem ağabeylerimiz;

Mayıs ayı başında Kanada’ya gitme imkanımız oldu ve oradaki ağabeyleri ve dershaneleri ziyaret etme imkanımız oldu, buradaki hizmetlerden kısaca bahsetmek istiyorum:

ilk önce Ontario eyaletinde 140 bin nüfuslu Oshawa şehrindeki dershanemize gittik. Toronto’ya 45 dk. uzaklıktaki bu şehirde Ontario üniversitesi (University of Ontario) civarında bulunan dershanemizde 5-6 senedir üniversiteden gelen Türk öğrencilerle Risale-i Nur dersleri devam ediyor. Bu öğrencilerin çoğu, kendi imkanları ile okuyan, zengin aile çocukları ve Türkiye’de İslamiyet hakikatini pek bilmeyen fakat gurbetin de sevkiyle kendilerini dershane ortamında –belki de ilk defa İslamiyet hakkında bir şeyler dinleme fırsatı bulan– kişiler. Her hafta cuma akşamları ders dinlemek için geliyor ve  bu dershaneyi de derssiz bırakmıyorlar elhamdülillah.

Oshawa’dan sonra, cumartesi günü Toronto’ya doğru hareket ettik. Kanada’nın, 2.5 milyon nüfuslu en büyük şehri olan Toronto’da 2-3 senedir dersler “ev dersi” suretinde devam etmiş, 20 kişiye varan şevkli ve gayretli bir cemaat toplanmış elhamdülillah.

O akşam Cenab-ı Hak Toronto’da da dershane açılmasını nasip etti ve oradaki ağabeylerin gayretleri ile Toronto’ya da nur hakikatlerini neşir ve ilan edecek nur merkezi açıldı. Ve o akşam ilk ders 25-30 kişinin katılımı ve duaları ile açıldı. Haftada bir yapılan dersler de dershanemizin açılması ile ikiye çıktı, şimdi cumartesi ve çarşamba akşamları dersler oluyor.

Dershanenin açıldığı mahal adeta İslam memleketi; çoğunluğunu Pakistan ve Bangladeşlilerin oluşturduğu bu mahallede; sokaklarda, otobüslerde, başörtülü ablaları ve kız çocuklarını, sakallı, entarili ağabeyleri ve takkeli çocukları görmek sıradan. Hatta vakit namazlarında camide 100’ü aşkın her yaştan insanı bulmak mümkün.

Türklerin de yoğunlukla bulunduğu bu mahalde ağabeylerimiz inşallah diğer milletlere de İman ve Kuran hakikatlerini ilan ve neşir niyetindeler. Bu gaye ile siz ağabeylerimizden en başta makbul dualarınızı, sonra ehl-i himmet olan vakıf ve talebe kardeşlerimizi bekliyorlar. Çünkü şu anda dershanede sadece 1 öğrenci kardeşimiz kalıyor. İnşallah Cenab-ı hak dershanede kalacak ehli hizmeti sevk ederse, lise dersleri, ingilizce dersler vb. bir çok sahada hizmetler inkişaf eder, hakikaten çok münbit bir zemin var. Ayrıca gelen ağabeylerimizin çoğu evli olduğundan hanımlar hizmetini de başlatmaya niyetliler.

Kanada’ya öğrenci olarak gelmek çok kolay ve bu şekilde kalmak uzun sureli hizmetlerde bulunmanın da en isabetli yolu.

Dershaneye yarım saat mesafedeki Toronto Üniversitesi (University of Toronto) dünya sıralamasındaki ilk 20 okuldan birisi. Türkiye’den de MEB burslu öğrencilerin tercih ettiği okullar arasında. Ayrıca Waterloo, Laval, York University ve Ryerson ve OCAD da bu şehirdeki diğer üniversiteler. Oshawa’da, Ontario University ve Durham Collage başlıca üniversiteler.

İnşallah Türkiye’deki ağabey ve kardeşlerimiz bu memleketi de himmet dairelerine katarlar ve fiilen de sahip çıkanlar olur temennisindeyiz. Bütün ağabeylerimize tekrar selam eder bizlerin hizmet-i iman ve Kur’an’da halisen muhlisen istihdam ve devamları ve hizmetlerin devamı için dualarınızı bekleriz.

www.NurNet.org

Dünyanız Nurlansın.

Exit mobile version