Etiket arşivi: risale-i nur

Benlik (Ene) Nedir? (Video)

Kırklarelinde evde yapılan ders halkasının bir yenisi daha eklendi.

Enenin, kendinden ziyade, başkasının manasını göstermesi nedir?

Enenin bilinmezliği, muamma olması, yaratılmasının gayeleri nedir?

Cenab-ı Hakkın isim ve sıfatlarını anlamak  niçin eneye bağlıdır?

Hepsini bu sohbette bulabilirsiniz…

Abdulhamit Oruç’un tatlı diliyle anlattığı ilmi meselelerle sizleri başbaşa bırakıyoruz.

Nur Dershanesi Nedir?

Isparta’nın Barla köyünde başlayan ve zamanla tüm dünyaya yayılan, asrımızın en muazzam sosyal hareketi olan Risale-i Nur İman ve Kuran hizmetinin, bu kadar kısa bir zamanda Türkiye’nin her tarafına ve yurt dışında 100’den fazla ülkeye yayılmasında hizmet metotlarının  önemi büyüktür.

Bu metotlardan birisi de Nur Dershanesi açmaktır. Üstad Bediüzzaman, kaldığı evine Nur Dershanesi adını vermiş ve bundan böyle Risale-i Nur hizmetlerinin yapıldığı, risalelerin okunduğu ve hakikatlerin yaşandığı mekanlara Nur Dershanesi denilmeye başlanmıştır. Bu mekanlara Nur Medresesi de deniliyor. Üstad Bediüzzaman, Nur Dershanelerinin önemine ve faydasına dikkat çekmiş ve Emirdağ Lahikasında şu teşviki yapmıştır, “Şimdi resmen din tedrisatı için hususî dershaneler açılmasına izin verilmesine binaen Nur şakirtleri mümkün olduğu kadar her yerde küçücük bir dershane-i Nuriye açmak lâzımdır. Gerçi herkes kendi kendine bir derece istifade eder; fakat herkes herbir meselesini tam anlamaz. İman hakikatlerinin izahı olduğu için, hem ilim, hem mârifetullah, hem huzur, hem ibadettir. Eski medreselerde beş on seneye mukabil, inşaallah Nur medreseleri beş on haftada aynı neticeyi temin edecek ve yirmi senedir ediyor.”

Nur talebeleri bu teşvik ve tavsiye neticesinde, hizmetlerinde bu metodu benimsemiş ve böylece yüzlerce, binlerce Nur Dershaneleri açılmış ve açılmaya devam ediyor. Hatta Üstad, Emirdağ Lahikasında herkesin kendi evini de bir Medrese-i Yusufiyeye çevirmesini tavsiye etmiş, böylece iman ve kuran hakikatlerini kendi hayatımızda tatbik edebilmemiz için pratik bir yol göstermiştir.

Her bir adam eğer hanesinde dört beş çoluk çocuğu bulunsa kendi hanesini bir küçük medrese-i Nuriyeye çevirsin. Eğer yoksa, yalnız ise, çok alakadar komşularından üç-dört zât birleşsin ve bu heyet bulundukları haneyi küçük bir medrese-i Nuriye ittihaz etsin. Hiç olmazsa işleri ve vazifeleri olmadığı vakitlerde, beş on dakika dahi olsa Risale-i Nur’u okumak veya dinlemek veya yazmak cihetiyle bir miktar meşgul olsalar, hakikî talebe-i ulûmun sevaplarına ve şereflerine mazhar oldukları gibi, İhlâs Risalesinde yazılan beş nevi ibadete de mazhar olurlar. Hakikî ilim talebeleri gibi, onların maişetlerini temin hususundaki âdi(sıradan) muameleleri de bir nevi ibadet hükmüne geçebilir

Nur Dershanesi, bir apartman dairesi olabildiği gibi müstakil binalar da olabilmektedir.. Hizmetin büyüdüğü yerlerde 4-5 katlı binalar, 1000 metrekareye varan salona sahip dershaneler de mevcut. Bazı mahallelerde, içinde kimsenin kalmadığı, sadece civardaki sakinlerin ders yapmak için kullandığı küçük küçük dershaneler, adeta zeminin süsüdür. Sırf okuma programı yapmak için kullanılan dershaneler genellikle havadar ve bahçesi olan mekanlardan seçiliyor.

www.NurNet.org


Edirne’de Yapılacak Esnaf Okumasına Gidiyoruz

25-26 Aralık 2010 günü Edirne’de yapılacak olan Esnaf Okuma Programı, Trakya Bölgesinden, Yunanistan, Bulgaristan ve ayrıca İstanbul’dan gelecek ağabey ve kardeşlerin iştiraki ile gerçekleşecektir.

Risale-i Nur‘ları daha iyi anlama ve bu sayede Kur’an‘ın hakikatlerine nufüz edebilmek ve Peygamber Efendimiz‘in hakiki mahiyetinin ne olduğu idrak edebilmemizi temin etmek amacıyla bir araya geleceğiz. Bu vesileyle Kur’ana ve Sünnete uygun bir hayat prensibini hayatımızın birinci önceliği haline getirmek gayesiyle, kendimizden başlayıp, ardından aile ve çevremizi ve sosyal hayatımızı İman hakikatleriyle nurlandırmak ve hayatımıza tatbik edip yaşama metotlarını konuşacağımız bu programda buluşuyoruz.

Cumartesi ve Pazar günü olacak program aşağıdaki cetvel üzerine takip edilecektir.

İletişim: edirne@www.nurnet.org

Cumartesi Pazar
5.30 Teheccüd Namazı ve Sabah Namazı
7.30 İstirahat

9.00 Kahvaltı

9.30 Okuma

10.40 Haşiye (İkram)

10.45 Okuma

12.20 Öğle Namazı

13.00 Ders (Meslek Meşrep Dersi)

13.30 Çay + Simit

14.00 Okuma

14.30 İkindi Namazı

15.20 Ders

16.50 Akşam Namazı

17.30 Yemek

18.20 Yatsı Namazı

19.00 Çay

19.20 Okuma

20.00 Aile ve Çocukla İlgili Ders

21.00 Meyve

21.35 Okuma

23.00 Yatış

5.30 Teheccüd Namazı ve Sabah Namazı
7.30 İstirahat

9.00 Kahvaltı

9.30 Okuma

10.40 Haşiye (İkram)

11.00 Meşveret Kararları ve İnternet Hizmetleri

12.20 Namaz

13.00 Uhuvvet Dersi (Abdülvahid Mutkan Ağabey)

13.30 Çay

14.00 Okuma

14.30 İkindi Namazı

15.00 Namaz Dersi

15.30 Akşam Yemeği (Gidecekler İçin)

Yatsı namazından sonra umumi ders ve balkan hizmetlerinin anlatılması.

Programdaki değişiklikler buradan bildirilecektir.

Program bitmiştir: http://www.nurnet.org/edirne-okuma-programinin-ardindan/ adresinden programla ilgili habere ulaşabilirsiniz.

Evlerinizi Nur Medreselerine çeviriniz!

Eğitimde,  edinilen bir bilginin  pratik hayatta yaşanması önemli bir düsturdur. Günlük hayatımızda, evimizde pratiğe dökülmemiş bir ilim, bir değer, zamanla hayatımızdaki etkinliğini de kaybedecektir. Özellikle dini vazifelerde bu daha önemlidir.

İslamda ilim-amel ikilisi ayrılmaz bir bütündür. Ailede  ise ilim ve amel beraber olduğu sürece eğitim adını alır. Evde amel edilmeyen ilim eksiktir. Ve insanın birincil amel yeri kendi hanesidir.  Bunun içindir ki ; Peygamber efendimiz (sav) ” Evlerinizi mezarlığa çevirmeyin, orda da namaz kılın” buyurur. Özellikle Peygamber Efendimizin  “çoban” diye nitelendirdiği  aile reisi olan babaların bu hususa  çok daha fazla dikkat etmeleri gerekir.

Çocuklarının dünyevi istikbalinden ziyade uhrevi istikbalini düşünmekle sorumlu olan ebeveynlerin, ev içindeki hareketlerine ve dini vecibelerine çok daha ehemmiyet vermeleri gerekir. Tadil-i erkana riayet etmeden  namazını kılan bir anne-baba, istediği kadar çocuğa namaz ile ilgili ilmihal okusun yahut bu husus için mekteplere göndersin tesiri olmayacaktır.

İnsanların imanını kurtarmayı kendine vazife edinmiş biri, öncelikle hanımından, çocuğundan başlamalıdır. Kendi ailesinden hizmeti bilmeyen birisi, daha sonra hizmet hayatında bir engel olarak karşısına çıkabilir. Bunun içindir ki Bediüzzaman Said Nursi Emirdağ Lahikasında talebelerine;

Herbir adam eğer hanesinde dört beş çoluk çocuğu bulunsa kendi hanesini bir küçük medrese-i Nuriyeye çevirsin. Eğer yoksa, yalnız ise, çok alâkadar komşularından üç-dört zat birleşsin ve bu heyet bulundukları haneyi küçük bir medrese-i Nuriye ittihaz etsin. Hiç olmazsa işleri ve vazifeleri olmadığı vakitlerde, beş on dakika dahi olsa Risale-i Nur’u okumak veya dinlemek veya yazmak cihetiyle bir miktar meşgul olsalar, hakikî talebe-i ulûmun sevaplarına ve şereflerine mazhar oldukları gibi, ıhlâs Risâlesinde yazılan beş nevî ibadete de mazhar olurlar. (Beş nevî ibadet aşağıya alınmıştır.) Hakikî ilim talebeleri gibi, onların maişetlerini temin hususundaki âdi muameleleri de bir nevî ibadet hükmüne geçebilir” diye kalbe ihtar edildi. Ben de kardeşlerime beyan ediyorum. ” demiştir.

Kendi hanesini Nur Dershanesine çevirmiş biri, ev halkıyla aynı dili konuşmanın verdiği haz ile  o ailedeki muhabbet seviyeside daha ileri olacaktır. 5-10 dakika dahi olsa bunun tesiri çok büyüktür. Hanım ve çocukların, evde ailece yapılan dersten aldıkları feyiz, dışarıda yapılan bir dersten daha tesirli ve bereketli olacaktır. Dışarıda, tek başına güzel bir yemeği bile istemeyip “akşam ailemle, hanımımla beraber yerim” diyen fedakar bir eşin, aynı şekilde tek başına derslere katılıp, evde ailesini bu manevi ziyafetten mahrum bırakması elbette muhaldir.

Evet, küçük medrese-i nuriyelerdeki dersler, büyük medrese-i nuriyelerin, medresetüz-zehraların , büyük imani hizmetlerin çekirdeğidir.

Hindistan’da Nurlu Hizmetler

Aziz, Kıymetdar Ağabeylerimiz,

Hem müstecab dualarınızı celbetmek ümidi hem de uzun bir aradan sonra samimi sohbetlerinize iştirak etmek arzusuyla Hindistan’daki hizmete müteallik gelişmeleri sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Geçen şubat ayında Yeni Delhi de gerçekleştirilen kitap fuarı Hindistan hizmetleri için adeta bir milad olmuş, bu vesile ile Nurlar birçok müştak ellere ulaşmıştı. Fuar esnasındaki irtibatlarımız fuardan sonraki  hizmetlerin temelini oluşturmuştu. Bu vesile ile Risale-i Nur, akademisyenler, doktorlar ve hukukçular gibi eğitimli kimselere  de ulaşmış ve bunlardan bazılarının, İstanbul’da dokuzuncusu düzenlenen Bediüzzaman Sempozyumuna iştirak etmesine kadar uzanmıştı.

Beş kişilik bu heyetin Türkiye’ye gelişindeki asıl gaye Nur hizmetlerinin tesis ve tedbirine dair fikirler edinmekti. Onların fikir dünyalarında gerçekleşen inkılabı, insanlığa hizmet hususunda kalplerinde vuku bulan iştiyakı, his dünyalarındaki hareketlilikleri burada özetlemek çok zor. Türkiye’ye daha ilk adımlarını, sadece müslümanların değil bütün insanlığın hedeflediği  bir toplumun en kamil manasına  attıklarını düşünüyorlardı.

Her gittiğimiz şehirde, her uğradığımız semtte, her çaldığımız kapıda, nurani çehreleriyle bizleri hoş-amedi eden gençler tarafından karşılanıyorduk. Samimi yürekleri,  hasbi sohbetleri ve lisan-ı halleriyle “kahrolsun gençliğin gayr-ı meşru heva ve hevesatı” diyen, beklenen, özlenen, hayal edilen bir gençlik…

Hindistan’a dönüşümüz aynı gençliğe, aynı hizmete, aynı sevdaya burada da sahip olmak üzere tutuşmuş fikirlerle oldu. Türkiye’deki muazzam nur hizmeti ve garazsız, ivazsız her türlü riyadan uzak bu gönül hareketi bu toprağa ait insanlar tarafından kabullenilmiş ve sahiplenilmiş oldu. Bu vesileyle önümüzdeki dönemde Hindistan’da bir Risale-i Nur sempozyumu düzenlemek konusunda karar alındı.

Türkiye’ye sempozyum için giden heyet döner dönmez Bediüzzaman ve Risale-i Nur adı altında büyük bir üniversitede, bir konferans düzenleyerek Nurların tanınmasına vesile oldu. Konferansı müteakiben birçok akademisyenle tanıştık ve üniversite kütüphanesine Nurlar  hediye edildi.

Büyük bir cemaatin genel sekreteri bir gazeteye ülkemizdeki hizmetler konusunda mektubumuzun sonuna da eklediğimiz önemli bir röportaj verdi. (Ropörtaj için buraya tıklayınız)

Türkiye ziyaretimizin önemli meyvelerinden birisi de Hindistan halkına Nurları okutma gayreti ve bunun için de Risale-i Nur’u burada konuşulan dillere çevirmek için harekete geçilmiş olması oldu.Bu tercümelerin yapılabilmesi için bazı görüşmeler yaptık. Bu gayeye matuf Gençlik Rehberinin Hindistan’daki ilk basımını gerçekleştirmek nasip oldu.

Hindistan’ın 1.5 milyara yaklaşan nüfusu içerisinde İngilizce’nin sadece yüksek eğitimli insanlar tarafından anlaşılabildiğini göz önüne aldığımızda bir milyardan daha fazla bir nüfusa Nurlardan sunabileceğimiz bir kitap (tercümesi pek makbul olmayan 2-3 küçük eserin dışında) henüz mevcut değil. Risale i Nurun yerel Hint dillerine tercümesi ve neşriyatı en ehemmiyetli meselemiz ve gaye-i hayalimiz olması sebebiyle bu önemli konuda dualarınızı rica etmek için bu noktayı sizlerle paylaşmak istedik.

Birçok peygamberin gelip de ümmet dahi bulamadıkları bu zorlu topraklarda Feyyaz-ı Mutlak olan Allah’ın (C.C.) bahtiyar Anadolu halkı gibi buradaki kardeşlerimizin ruhlarını da Nurun feyzinden istifade etmesi ve bu halkın kendi içinden İslama ve Kur’an’a hizmet için Risale-i Nur’a daha çok talebeler, sahipler ve naşirlerini çıkarması için tekrar ve tekrar dualarınızı istirham ediyoruz.

HİNDİSTAN NUR TALEBELERİ