Etiket arşivi: ruba vakfı

Boğaziçili Talebelerden Bediüzzaman Konferansı

Dün (27 Mart) Boğaziçi Üniversitesinde okuyan kardeşlerin daveti üzerine -Ruba VAKFI olarak- düzenlemiş oldukları konferansa daha önce hazırlanan İngilizce broşürlerimizi alıp gittik.

Konferansı diğer yapılan konferanslardan ayıran özellik ise 2-3 tane talebe kardeşimizin düzenlemiş olmasaydı. Kısacası bu konferans bir “Boğaziçi Üniversitesi talebelerinin düzenlediği Bediüzzaman konferansıydı”.

Konferanstan iki hafta önce kardeşler oturup, kendi aralarında “İstanbul’da bir sürü etkinlik olacak, acaba hangilerine katılsak, tamda vizeler haftasına geliyor ama bir şekilde istifadede etmemiz lazım” diye kendi aralarında konuşurken, bir kardeş şakayla “Ya biz neden kendi konferansımızı düzenlemiyoruz ki!” der ama bu espiri mahiyetindeki söz bir anda hakikat olur ve kardeşler 2 hafta önce kafalarında oluşturdukları bu düşünceyi fiiliyata dökmek için harekete geçerler. Başka talebeler olsa “Ya vize haftasına geliyor, ders mi çalışalım yoksa konferans için hazırlıklar mı yapalım?” der ve vaz geçebilirlerdi. Bizim 2-3 boğaziçili kardeşimizse –ki zaten zeki çocuklardır ikisini bir arada götürebilirler- başlarlar faaliyete.

Konferans için birçok kişiye ulaşılır, konuşmacı olarak davet edilirler, son haftaya kaldığı için birçoğu müsait olmayacaktır tabi. Aynı zamanda sponsorda bulmak lazımdır, bu iş öyle bedavaya olmayacaktır. Hamidiye Vakfı’nın da desteğini arkalarına alarak Allah’ın izniyle bunların hepsinin üstesinden geleceklerdir.

Hazırlanan posterleri Boğaziçi Üniversite’sinin birçok yerine asacaklardır. Tabii bi takım kendini bilmezler bazı konferans posterlerini yırtsalar da okulda Üstad’ın konferans posterleri boy gösterip Boğaziçi adeta Üstad’ı vefat yıldönümünde selamlamış ve ona ilgi ve alakasını göstermiştir.

Biz ikindiden önce mekana vardığımızda, konferansı düzenleyenlerden biri olan Tugay kardeşimiz “Abi bugün bir sürü sınav vardı, yarında sınavlarımız var, inşallah sınav bahanesiyle konferansa talebe arkadaşlarımız gelmemezlik yapmaz, sizlerde dua edin sınavlarımızda konferansta iyi geçsin” sözleri birçok şeyi bizlere açıklıyordu. Konferansa sadece erkeklerin davet edilmesi ve sınav günlerine denk gelmesi bizi de korkutmuştu ama konferans başlayıp, sınavdan çıkan talebelerin salonu doldurması ve konuşmacıları büyük bir iştiyakla dinlemesi ise görülmeye değer bir hadiseydi.

Konferans Kur’an-ı Kerimden okunan güzel bir aşr-ı şerif ile başladı.

Konferans davetlileri arasında ilk konuşmayı Hamidiye Vakfı başkanı Cahit Cemal yaptı. Konuşmasına davete icabet edip gelen abilere teşekkürle başladıktan sonra “Risale-i Nur’da Tecdid” isimli gayet güzel bir konuşma yaptı.

Daha sonra 2. Konuşmacı olarak kürsüye Prof. Dr. Faris Kaya hocamız çıktı. Risale-i Nurlarla ilgili İikv’nin faaliyetlerini ve 95 yılından bu yana başlarından geçmiş olan nurlu hatıraları anlattı. Risale-i Nur’ların nasıl kalplere nüfuz ettiğini ve insanların alemini bir anda nasıl değiştirdiğini örneklerle izah etti. Bir iki hatırayı da biz nakledelim.

İran’da yapılan sempozyum sonrasında Mekke’de Seyyidler Cemaatinden bir alime sempozyumdan bahsedildikten sonra. “Siz nasıl böyle bir işe kalkışırsınız, bi kere onlar sünni bile değil şia’dırlar.” Sözleriyle sert çıkan âlime Faris hocamız 4. Lem’a’yı okur ve izah ettikten sonra o alim zat “Yo yo sizin bu yaptığınızı biz yapamazdık, siz bizden 300-400 ışık yılı İslamiyet’e hizmette ilerisiniz.” der ve yirmi civarı talebelerinin bulunduğu ortamda bu âlim şahıs sözlerine şöyle devam eder “Ben bugüne kadar hep ilim tahsilinde bulunmuşum, İslam’a hiç hizmet edememişim, bundan sonraki bütün mesaimi İslamiyet’e hizmete harcayacağım.” Bir profesör bunu söylerse gerisini siz tahmin edin.

Bir diğer hatıra; Rusya’da Türkçe bilmeyen bir zat’ın Risale-i Nur’ları Türkçesinden okuduğunu görünce sorar “Sen neden Türkçesinden okuyorsun, Rusça neden okumuyorsun?” “Tamam, ben Rusça okuyorum ama Türkçesinden aldığım lezzeti Rusçasından alamıyorum.” der o Rus zat cevap olarak.

3. olarak Kürsüye Ümit Şimşek hocamız gelecektir. Kendisi zaman kısıtlı olduğu için az konuşup öz konuşacaktır. “Görüyorsunuz, Risale-i Nur hizmetleri nereden gelip nereye gidiyor. Acaba bizler bu oynanan sahneler içerisinde hangi rollerde olacağız, bu güzel hadiselerin içerisinde bizlerde yer alabilecek miyiz? Bizim vazifemizde bu olmalı.” Manasında bir konuşma yaptı. Dünya Tiyatro’lar gününde bir nebzede olsa hayatımızı tiyatro sahnesine benzetip, tiyatroda doğru rolleri oynamamızı bizden istirham etti. En azından bizim anladığımız buydu.

Daha sonra kürsüye Mehmet Fırıncı Ağabey geçti. Üstadımızın arkada asılı duran Fatih camiinde çekilmiş fotoğrafını göstererek “Üstad hep böyle ciddi mi duruyor, diye bana soruyorlar. Aslında Üstadımızın ciddi bulunduğu haller vardı tabii ki ama bunun dışında latifede çokça yapmıştır.” Deyip hem ciddiyetiyle ilgili hem de yaptığı latifelerle ilgili birbirinden güzel hatıraları naklettikten sonra “Bana Risale-i Nur’ların sadeleştirmesiyle ilgili sorular soruyorlar. Ben sizin tabirinizle, fanatiğim ve Risale-i Nur’ların sadeleştirilmesine karşıyım.” dedi.

Son olarak Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyan hatta yüksek lisans yapan bir kardeşimiz çok kısa bir konuşma yaptı. “Bizler Üstadımızın kulluk cihetine de sımsıkı sarılıp, nafile namazlarımızı, teheccüdlerimizi, tesbihlerimizi, evrad ve ezkarlarımızı aynen Üstadımız gibi bırakmamalıyız, onun gibi itaat etmeliyiz.” Dedi.

Tugay kardeşimizin teşekkür konuşmasıyla konferans son buldu. Konferansın sunuculuğunu ise an itibariyle Moral fm’de sağlık programı yapan Cengiz Tan yapmıştı.

Akabinde akşam namazını kılmak üzere salonun üstündeki camiye geçip akşam namazını kıldık ve kardeşlerin daveti üzerine akşam yemeğini yemek için dersaneye geçtik. Akşam yemeği ve çaydan sonra dağıldık. Cenab-ı Hak yapmış oldukları hizmetleri kabul etsin inşallah.

Ruba Vakfı / NurNet.Org

Konferanstan çektiğimiz bazı fotoğraflar:

Dünya Salon Atletizm Şampiyonası fırsatı!

Bine yakın yabancı sporcu ve binlerce yabancı seyircinin iştirak ettiği Dünya Salon Atletizm Şampiyonası 9-11 Mart 2012 tarihleri arasında İstanbul’da yapıldı. Gelen insanlara birşeyler anlatabilmek, en azından birer kitap verebilmek maksadıyla, Ruba Vakfı bünyesindeki bir ekiple şampiyonaya iştirak ettik.

Çantalarımızda İngilizce, Fransızca, Arapça, İspanyolca ve Rusça Kur’an-ı Kerim’in tefsiri olan tercüme Risale-i Nur’lar bulunuyordu. Konuşabilme fırsatı yakaladığımız insanlara İmanı, İslamiyeti, Risale-i Nuru ve Bediüzzaman’ı dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık.

Bunlar arasında bulunan aslen Etiyopyalı olan ve İngiltere’de doktorluk yapan bir zatla uzun uzadıya sohbet etme şansını yakaladık. Hıristiyan olduğunu, daha önce Bediüzzaman’ı ve eserlerini hiç duymadığını, verdiğimiz ingilizce tercüme Risale-i Nurları en kısa zamanda okuyup görüşlerini bildireceğini belirtti.

Diğer bir şahısta, şampiyonayı izlemeye gelen bir Türktü. Üniversite yıllarında okuduğu risaleleri okumayı uzun müddet ihmal ettiğini, ancak son zamanlarda kendisinde yeniden okumaya yönelik bir istek olduğunu, bizleri vakıf merkezinde ziyaret etmek istediğini belirtti.

Şampiyona esnasında Güney Afrika’dan sevindirici bir telefon aldık. Geçen sene yine böyle bir organizasyon vesilesiyle tanışıp kendilerine risaleler hediye ettiğimiz Güney Afrikanın Durban şehrinden Khai ailesinin reisi Abdurrahman Beydi telefondaki. Güney Afrika’da yaşadıkları Durban şehrine, Bediüzzaman’ın hayatını anlatan filmin İngilizce versiyonunun geldiğini ve ailece bu filmi izlediklerini, filimden çok etkilendiklerini, Risale-i Nuru okumaya ailece devam ettiklerini şevkli bir ses tonuyla anlattı.

Ruba Vakfı Hizmet Ekibi- İstanbul Mart 2012

www.NurNet.org

Sami Yusuf’a Risale-i Nur Verdik

Tüm dünyada 700 milyon insan tarafından kullanılan sosyal medya ağı facebook’a alternatif olarak tesis edilen salamworld.com (İslami sosyal ağ sitesi) internet sitesi tarafından İstanbul’da organize edilen toplantıda; dünyaca ünlü şarkıcı Sami Yusuf ile tanışma ve sohbet etme fırsatımız oldu.

Sami Yusuf bizleri içtenlikle karşıladı ve son derece samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Kendisinin hedefleri arasında; sadece müzik yapmanın değil, tüm dünya gençlerine faydalı olmanın, onlara sağlam bir dünya görüşü elde edebilmeleri açısından yardımcı olmanın da bulunduğunu söyledi.

Sohbet esnasında; Risale-i Nurları okuduğunu, bu eserlerin ihtiva ettiği görüşlerin dünya gençliğine rehber olabilecek nitelikte olduğunu belirtti. Yanımızda bulunan İngilizce Risale-i Nurlardan kendisine hediye etmek istediğimizi söyleyince de, memnuniyetle kabul etti ve bizlere çok teşekkür etti. Bizde kendisine Haşir Risalesinin İngilizcesini hediye ettik. İkinci fotoğrafta kitabın resmi bulunmaktadır.

Sami Yusuf’a, gerçekleştirmekte olduğumuz faaliyetlerden kısaca bahsettik. Dikkatle dinledi ve elinden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğunu belirtti. Bu kısa sohbetin ardından vedalaşarak kendisinden ayrıldık.

Ruba Vakfı Hizmet Heyet’i / NurNet.Org Sundu

Şubat 2012- İstanbul

İstanbul’da Yaşayan Sudanlılara Risale-i Nur Tanıtıldı

Sudan Milli Günü münasebetiyle, 08 Ocak 2012 günü İstanbul Sudan Başkonsolosu Sayın Asım M. A. Mukhtar İbrahim’den aldığımız davet ile, Ruba Vakfını temsilen Sudan Milli Günü kutlamalarına iştirak ettik.

Kutlamalarda; İstanbul’da yaşayan Sudanlılar, Konsolosluk personeli ve diğer davetliler vardı. Öncelikle Sayın Başkonsolos ile bir müddet sohbet ettik. Kendisiyle daha önceden, Katar Milli Gününden tanışıyorduk. Ruba Vakfını temsilen gelen heyetimizi son derece içten karşıladı. Eserlerden haberdar ve müsbet bir insan. Hizmet ile alakalı her türlü desteği sunacağını belirtti bizlere.

Davetliler arasında olan 16 yaşındaki Sudanlı Ahmed Mohammed Osman ile tanışıp sohbete başladık. Sözleri bizleri hem sevindirdi hem de çok şaşırttı. Kendisine Arapça Risale-i Nuru uzattığımızda birden yüzünde tebessüm oluştu. “ Ben bu kitapları biliyorum. Babam Sudan’dayken bu kitapları sürekli okurdu. Kelimat( Sözler)’ı hatırlıyorum.” Dedi. Onun bu sözleri bizleri de ziyadesiyle memnun etti. Türkiye’de bir Türk Okulunda okuyormuş. Verdiğimiz eseri okuyacağını belirtti.

Davetliler arasında Ahmed Abu Salih ve iki arkadaşıyla tanıştık. Sohbet esnasında kendilerine eserlerden bahsetmeye başladığımızda, Ahmed Abu Salih söze girdi:” Ben bu eserleri babam vasıtasıyla tanıyorum. Babam bana sürekli, Risale-i Nur’un Kuran-ı Kerim’i izah tarzının hiçbir tefsirde bu derece etkili olmadığını söylerdi.” Onun bu sözleri bizleri ziyadesiyle sevindirdi. Kendisine eserlerden hediye edip ayrıldık.

İzmir ve yöresinde yaşayan, Osmanlı zamanında Türkiye’ye gelmiş Sudanlıları temsilen kurulmuş olan Afrikalılar Dayanışma Derneği yetkilileri ile de tanışma fırsatımız oldu. Sudan’a atalarının memleketine ziyaret amaçlı gitmek istediklerini belirttiler. Sudan’da hizmette bulunan dershanenin ve kardeşlerin kendilerine her türlü yardımı yapabileceklerini belirttik. Ziyadesiyle memnun oldular.

Davetliler eşleri ve çocuklarıyla gelmişti. Ekibimizden Abilerin bazıları eşlerini de getirmişti. Dolayısıyla bayanlara ve çocuklara yönelik de hizmet de yapıldı. Zaten kadınlar fıtri olarak birbiriyle hemen kaynaşabiliyorlar. Birçoğu eserlere ciddi tevecüh gösterdiler.

Yaşadığımız bu hadiseler hepimizi gayrete getirdi ve eserleri daha birçok insana ulaştırmamız gerektiğini hissettik.

Ruba Vakfı

www.NurNet.org

Katar Başkonsolosluğu’nun Milli Gününde Risale-i Nur Anlatıldı

Katar Başkonsolosluğu’nun Çırağan Sarayındaki Milli Gününde Risale-i Nur Anlatıldı

19 Aralık 2011 akşamı, Katar İstanbul Başkonsolosluğu’nun tertiplediği Katar Milli Günü kutlamalarına aldığımız davet üzerine, Ruba Vakfını temsilen kutlamalara iştirak ettik.

Başkonsolos Mohamed Ali S.A. Al-Maadid ekibimize son derece sıcak davrandı. Şemsettin Türkan Abi ile başkonsolos uzun müddet sohbet ederek, gerek vakfımızın faaliyetleri, gerekse de Risale-i Nuru konuştular.

Sohbet esnasında Şemsettin Abi; son dönemde çok sayıda Avrupalının İslamı seçtiğini, İslamı seçen bu insanlardan % 32’sinin İslamı seçmelerinde Risale-i Nurları okumalarının etkin olduğunu belirtti. Duyduğu bu sözlerden son derece etkilenen Sayın Başkonsolos hayret ve takdir ifadelerini kullanarak, kendisine hediye edilen Arapça Risale-i Nuru okumak için sabırsızlandığını belirtti.

Kutlamaya iştirak eden Sudan Başkonsolosu Sayın Asım M.A. Mukhtar İbrahim, Suudi Arabistan Başkonsolos Yardımcısı Abdullah A. Almoghileeth, Cezayir Başkonsolos Yardımcısı Abbes Belfatmi ile de tanışıp sohbet etme fırsatımız oldu. Bu ülkelerde yapılan hizmetleri, Ruba Vakfı olarak faaliyet sahalarımızı, ilişkileri arttırmak için neler yapılabileceğini konuştuk. Kendilerine Arapça Risale-i Nurlar hediye ettik. Son derece sıcak bir atmosferde, faydalı konuşmalar yapıldı.

Sayın Başkonsolosun kapanış konuşmasının ardından kutlamalardan ayrıldık.

www.NurNet.org