Etiket arşivi: ankara

Barla’da Diriliş (Şiir)

Barla’da gerçek imanın temeli atılıyor
Ankara’da da başka bir devrim gerçekleşiyor

Bin dokuz yüz yirmi dörtte Hilafet son buluyor
Okunan dini tedrisat tamamıyla bitiyor

Bin dokuz yüz yirmi beşte bir kanun çıkartılır
Tekke ile zaviyeler tamamen kapatılır

Ardından çıkan kanunla şapka devrimi olur
Halk da batılılar gibi giyinmeye zorlanır

Birbiri ardına çıkan kanunlar gerçekleşir
Kök salmış İslami doku yavaş yavaş değişir

Çağdaş batılı bir insan tipini istiyorlar
İnsanlarsa bu devrime tepki gösteriyorlar

Bin dokuz yüz yirmi sekiz harf devrimi çıkıyor
Artık Arap harfleriyle yazmak yasaklanıyor

Bu nedenle Barla’daki yazılan o yazılar
Köy ve kasabadakiler elleriyle yazarlar

Gizli yazıp insanlara hemen iletiliyor
Her kes faydalansın diye çaba sarf ediliyor

Nurun Risalelerini engel görenler vardı
Bu nedenle de Üstadı sürgün ediyorlardı

Yapılan onca sürgünler O’nu durduramadı
Verdikleri sıkıntılar O’nu yıldıramadı

Bir de imha yollarını denemek istediler
Isparta’nın merkezine Üstadı getirdiler

Bin dokuz yüz otuz dörtte bu olay gerçekleşir
Burada da hizmetine aralıksız çalışır

Sürgüne göndermek ile bir şey yapamadılar
O’nu tutuklamak için bahane aradılar

Yüz yirmi asker ve yirmi polis ile beraber
Hükümet yetkilileri Isparta’ya gelirler

Bir de Üstad’ın evinde sıkı arama olur
Kitapları toplatılıp hepsine el konulur

Emniyete götürülüp sorgulama yapılır
Suç unsuruna rastlanmaz ve serbest bırakılır

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

www.NurNet.org

Bediüzzaman Büyük Millet Meclisi’nde (19 Kasım 1920) – Şiir

İstanbul’dan Ankara’ya Üstad davet edilir
Davetleri kabul eder ve Ankara’ya gelir

Yeni Millet Meclisinde bir tören düzenlenir
“HOŞAMEDİ” merasimi ile de karşılanır

Ankara’ya geldiğinde bulamaz umduğunu
Gördü ki dine bakışın menfi bulunduğunu

On maddelik Beyanname azalara dağıtır
İslam şiarına sahip çıkmaya da çağırır

Üstad der ki: “Zamanımız cemaat zamanıdır
Cemaatin ruhu olan beraberlik anıdır

Bir ferdin fenalığı ve iyiliği mahduttur
Cemaatin durumuysa onun gayri mahduttur

Kazanılan iyiliği fenalıkla yıkmayın
Düşmana karşı birleşin yorulmayın bıkmayın

Bilirsiniz ki hep vardır kötü düşmanlarınız
Bu ebedi zıtlarınız ve de hasımlarınız

İslam’ın şeairini hep tahrip ediyorlar
Bütün var kuvvetleriyle onu yok ediyorlar

Öyle ise vazifeniz onu ihya etmektir
Düşmanlarınıza karşı muhafaza etmektir

Yoksa şuursuz olarak düşmana yardım olur
Yaptığınız çalışmalar hepsi faydasız olur”

Mecliste yapılan hitap onlara tesir yapar
Altmış mebus tövbe edip yeniden namaz kılar

Kumandan ve Mebuslara bu parça okutulur
Reisle münakaşaya sebebiyet verilir

Mustafa Kemal diyor ki: “Çağırdık siz geldiniz
Bize çok faydalı olur yüksek fikirleriniz

Sizin gibi kahraman bir hoca lazımdır bize
Ancak aramızı bozdun açık diyeyim size

Geldiniz evvel namaza dair şeyler yazdınız
Mebuslarla aramıza ihtilafı verdiniz”

Bunun üzerine Üstad makul bir cevap verir
Parmaklarını uzatır ve de çok hiddetlenir

“Paşa! Paşa! Bilir misin İslamiyet’te ne var
En başında iman gelir ondan sonra namaz var

Namaz kılmayan haindir hainin hükmü merdut
Bunu sen böyle bilesin gayri işleri unut”

Üstad’ın Ankara’daki en birinci maksadı
Şark Darülfünunu idi onu hiç unutmadı

Mustafa Kemal Paşa’nın içindeki niyeti
Üstad’ı kendine çekmek, istifade etmekti

Sonra yine Paşa ile görüşmeleri olur
Görüşmelerin sonunda ona teklifler gelir

Teklifleri kabul etmez hepsini de reddeder
Ankara’da durmayarak yeniden Van’a gider

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

www.NurNet.org

Ankara Risale-i Nur Hizmetleri Ülkelere Taştı

Ankara’da neredeyse yarım asırdan fazla devam eden Risale-i Nur hizmetleri bugünlerde  de meyvelerini vermeye devam ediyor. Ankara’nın hemen hemen her ilçesinde ve mahallesinde dersler devam ediyor. Bu hizmetlerin yanı sıra yurtdışı ile irtibatlı olunan ülkelerde de islamiyetin nurunu yaymak için abi ve kardeşlerimiz azami ihlas ve irtibat  ile çalışmaya devam ediyorlar. Neredeyse Ankara’nın her bir ilçesi bir ülke ile ilgileniyor.

Ankaranın alakadar olduğu ülkeler şunlar: Abd, Japonya, Sudan, Norveç, Kamerun, Meksika, Etiyopya.

Yurtdışı hizmetleri ile ilgilenmek için bir çok  heyet kurulmuş. Bunlardan bazıları; İrtibat heyeti, Kitap ve İnsan Kaynakları Heyeti, Neşriyat Heyeti, Strateji Geliştirme Heyeti.

İrtibat heyetinin çalışmalarını şöyle kısaca özetleyebiliriz :

  • ABD ile internet üzerinden  haftalık derslerin tanzimi
  • Diğer ülkeler ile internet üzerinden haftalık derslerin tanzimi
  • İrtibat zinciri oluşturarak  yurtdışındaki abiler  ve kardeşlerle iletişimin sürekli hale getirilmesi
  • Yurtdışı ile internet üzerinden meşveretlerin tesisi
  • Yurtdışı ile alakadar semtlerin ortak meşveretlerinin tesisi

Kitap ve İnsan Kaynakları Heyeti:  Amacı, Yurt dışı hizmetleri için gerekli olan insan ve kitap kaynaklarını temin etmektir. Bunun için yapılan çalışmalar:

  • Dil bilen kardeşlerimizi belirleyip, bu kardeşlerimizi ihtiyaç olan sahalarda istihdam etmek.
  • Camilere gelen yabancılarla tanışıp kitap veya broşür vermek.
  • Yurtdışına eğitim, hac-umre, ziyaret veya ticaret için giden abilere kitap temini.

Neşriyat Heyeti : Tarihçe-i Hayat’ta bahsedildiği gibi, Risale-i Nur’un; “en modern neşir vâsıtasıyla, hem Anadolu’ya, hem âlem-i İslâma ve insâniyete duyurulmasının temini” yolu takib edilmiştir. Bu vesileyle, yurtdışından gelen talepler doğrultusunda oralarda Risale-i Nur’ları broşür, sunum, poster vb. yollarla tanıtmaya ve yurtdışı hizmetlerini cemaatimize sunmaya çalışıyorlar.

Abilerimizin ve kardeşlerimizin hizmetleri ilgili fotoğrafları nazarlarınıza sunuyoruz :

www.NurNet.org

 

“İstikbal yalnız ve yalnız İslamiyet’in olacak. Ve hakim Hakaik-i Kur’aniye ve İmaniye olacak”


“Biz Kur’an şakirdleri olan Müslümanlar, bürhana tâbi oluyoruz. Akıl ve fikir ve kalbimizle hakaik-i imaniyeye giriyoruz. Başka dinlerin bazı efradları gibi ruhbanları taklid için bürhanı bırakmıyoruz…”


 

“…akıl ve ilim ve fennin hükmettiği istikbalde, elbette bürhan-ı aklîye istinad eden ve bütün hükümlerini akla tesbit ettiren Kur’an hükmedecek.”



www.NurNet.org

 

Risale-i Nur’un fiyatı

Kardeşim, artık risaleleri ne elle, ne de teksirle yetiş­ti­­re­miyoruz. Çok talep var. Risale-i Nur’ların matbaada ba­sıl­ması hususunda manevî ihtar aldım” dedi.

Ve talebesine Sözler’in daktilo edilmiş bir nüshasıyla birlikte 1200 lira verdi.

Yıl 1954’tü. Said Özdemir üç arkadaşıyla birlikte Ankara’da Risale-i Nur’ları matbaada bastırmaya başladı.

Tabi bu iş gizli yapılıyordu. O günlerde dinî bir eser bulundurmak, okumak, hele de basmak çok büyük bir suçtu.

Böyle bir atmosferde ve imkânsızlıklar içinde ilk kitap “Sözler” basıldı, ciltlendi. Said Özdemir basılan bu kitabı alarak Üstadı ziyarete geldi.

Bediüzzaman, gelen talebesini kucakladı, kitabı da bağ­rına bastı. Odada dönmeye başladı. Çocuklar gibi sevinmişti. Dünyalar onun olmuştu.

Şöyle diyordu:

Değil mi ki, bu eserler, bu gelen gençliğin okuyup anlayacağı bir lisanla basıldı. Elhamdülillâh, ben vazifemi yap­tım.

Ve kitabın fiyatını sordu.

25 lira Üstadım” dedi Said Özdemir.

Bediüzzaman cüzdanından 25 lira çıkardı, talebesine verdi.

Üstadım olur mu?” dedi talebesi. “Bu sizin kendi eseriniz. Hem bu işte sizin de paranız var. Bir de para mı vereceksiniz?

Evet kardeşim, bu işte ihlâs olması için kendi eserimi, kendi paramla almam lâzım.

25 lirayı verdi ve bir adet Sözler aldı. Sonra şöyle dedi:

Yalnız her 25 lirayı verene de vermeyin. 25 kişiye okutturacağım diyenlere verin.”

Risale-i Nur’un asıl fiyatı buydu.

Ömer Faruk Paksu / “Bediüzzaman’la Yaşayan Öyküler-3”

Yamanaka: Said Nursi’yi Dünyaya Anlatın

Japonya’nın Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Keisuke Yamanaka, Said Nursi’nin mesajları ve öğretisinin dünyaya anlatılması gerektiğini söyledi

“Ben henüz Risâle-i Nur Külliyatı’nın tamamını okumadım. Ama en kısa zamanda okumak istiyorum. Bence Said Nursî, zamanının ötesinde bir ilim adamıdır. O geleceği görmekteydi. Bunun yanı sıra Said Nursî, uluslar arası ufuğu olan bir âlimdir. İlme son derece önem vermektedir.

İslâm’ın ne yazık ki menfi bazı imajları var. Uluslar arası camia İslâm’ı yanlış tanıyor. Avrupa ve Amerika’da İslamofobi hastalığı mevcut. Ama bu durumda Müslümanlara da büyük rol düşüyor. Müslümanlar, barışı bir mesaj olarak sunmalıdır. Bence bu bağlamda, İslam’ın doğru mesajına çok önem veren Said Nursî’nin mesajları ve öğretisi bir anlam taşıyacaktır. Dünyaya bunların anlatılması gerekiyor. Dar görüşlülük ve daha önemlisi cehaleti derhal yenmeliyiz. Entelektüel düşünce ve aydın din anlayışı hepimiz için çok önemlidir.

Yeni Asya